80’lerden
Allah devletimize zeval vermesin. Devletimizi her dâim güçlü kılsın. Devlet başımızda olmazsa başa neler geleceği malûm. Şimdi burada anlatacağım hikaye bizzat bizim köyde, Ordu’nun Çatalpınar ilçesinde yaşanıyor. Devletimizin bizim oralarda görevlendirdiği bir görevliyi söz konusu ediyor:
Adamın biri bizim köye gelmiş. Sırtında bohçasıyla elbise satıyormuş. Anneannem de evin önünde bir işle meşgulmüş. Anneannem adama ,“Gardaşım! Siz nasıl geziyorsunuz? Biz gapıya çıkamıyok!” demiş. Adam da “N’oldu bacım?” diye sormuş. Tam o sıralar da Elcep Çavuş öldürülmüş. Anneannem adamdan bir karyola takımı almak istemiş. Fakat parası çıkışmamış. Neyse! Adam yukarı köye gitmiş. Esnaf Dayı’yla (Mehmet Türe) bayağı sohbet etmiş. Esnaf Dayı’nın ismini, cismini her şeyi kaydetmiş. Adam giderken anneanneme “Bacım ne kadar paran var? Gel sen buraya.” demiş. Adam anneanneme karyola takımını satmış. Üstüne bir de havlu hediye etmiş.
Aradan çok uzun yıllar geçmiş. Esnaf Dayı gurbete çıkmış. Orada bir kahvehanede otururken bu adam “Mehmet Türe Mehmet Türe” diye seslenmiş. Esnaf Dayı adamı tanıyamamış ilk başta. Sonradan hatırına gelmiş. Polis olduğunu söylemiş ve anneanneme selam göndermiş. Meğer bu adam seksenli yıllarda devletin bölgeyi kontrol etmek üzere görevlendirdiği gizli bir görevliymiş.