Dolar 34,4847
Euro 36,2367
Altın 2.960,31
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 17°C
Parçalı Bulutlu
Afyon
17°C
Parçalı Bulutlu
Cum 15°C
Cts -1°C
Paz -1°C
Pts 1°C

Afyon Masalları: Tak Tak Babacığım

Afyon Masalları: Tak Tak Babacığım

Kurumsal Web Tasarım

Bir varmış bir yokmuş. Bir karı koca ve iki de çocukları varmış. Bu aile hep beraber mutlu mesut yaşarlarmış. Çocuklar büyüdükten sonra kadın bir gün ölmüş. Babaları da tekrar evlenip eve üvey anne getirmiş. Üvey anne çok kötü bir kadınmış. Kadın, adama “Ben çocukları istemiyorum. Al götür bunları.” demiş.

Kadın çok ısrar edince baba bir gün bu çocukları bir dağa götürmüş. Ellerine bir tane yırtık çuval vermiş. Tepenin arkasına da bir boş kabak asmış. Rüzgâr estikçe kabak ağacın gövdesine vurup tak tak diye ses çıkarırmış. Baba, çocuklarına “Ben bu tepenin yamacında oturacağım. Siz de bu halatı silkin, çuvala doldurun.” demiş. Sonra baba başka bir köye gitmiş.

Çocuklar çuvalı doldurdukça halat çuvalın altından dökülüyormuş. Çünkü çuvalın altı delikmiş. Bu arada kabak tak tak diye ses çıkarıyormuş. Çocuklar da babalarının orada olduğunu sanırmış. Büyük kız “Kardeşim! Çabuk ol. Akşam oldu, babam bizi bekliyor.” demiş. Çocuklar bir müddet sonra gitmişler ve bakmışlar ki, babaları yok. Kız “Tak tak babacığım, beni kandıran babacığım” demiş ve ağlamış.

Akşam karanlığında çocuklar uzun uzun ağlamışlar. Bu arada sürekli yürüyorlarmış. Az gitmişler uz gitmişler, bir kayanın dibine varmışlar. Gece olmuş. Çocuklar oracıkta uyumuşlar. Sabah olmuş, tekrar yola düşmüşler. İki kardeş çok susamış. Yürüye yürüye ayı izinde su bulmuşlar. Onlar bir insanın, ayı izinden su içersen ayı, geyik izinden içerse geyik, canavar izinden su içerse canavar olacağına inanıyorlarmış. Kız “Yusuf, ayı izinden su içme ayı olursun. Geyik izinden içme geyik olursun. Canavar izinden içme canavar olursun.” demiş. Bu kardeşler bir ağacın altında uyumuşlar. Yusuf dayanamayıp geyik izinden su içmiş. Ablası uyanmış bakmış ki, küçük kardeşi geyik olmuş. Ablası:

“Yusuf. Ben sana demedim mi! Neden suyu içtin!” demiş ve çok ağlamış. Ablası, kardeşini orada bırakmamış. Yanında götürmüş. Geyik kardeş, nerede bir ekmek parçası bulsa ablasına getirirmiş. Bunlar az gitmişler, uz gitmişler. Dere tepe düz gitmişler. Bir çeşmenin başına varmışlar. Abla çeşmenin yanında bulunan bir ağacın tepesine çıkmış. O sırada çeşmenin başına bir bey oğlu gelmiş. At, her zamanki gibi çeşmeden su içmek için yanaşmış.

At, ağaçtaki kızın yansımasını suda görünce kişnemiş. Bey oğlu da başını kaldırıp bakınca kızı görmüş. Beyoğlu “Kimsin sen? Hemen aşağı in.” demiş. Kız inmek istememiş. Bey oğlu silahını kıza doğrultunca kız korkmuş ve aşağı inmiş. Bey oğlu kıza ilk görüşte âşık olmuş. Onu atın terkisine almış. Saraya gelmişler. Bey oğlu kızla evlenmiş. Evlendikleri gece kız buna başından geçenleri teker teker anlatmış ama kardeşinin geyik olduğunu söylememiş. Kız, bey oğluna “Ava gittiğinde bir geyik görürsen onu canlı getir. Biz yıkamadan yemeyiz.” demiş. Bey oğlu da “Tamam.” demiş.

Gel zaman git zaman kız sarayda yaşamaya başlamış. Fakat yine de çok üzgünmüş. Sarayda hep şöyle dermiş:

Geyik uçtu dağa kaçtı

Karlı buzlu sular içti

Yavrusundan ayrı düştü

Bir geyikçik ağlar anca

Yavrum der de ağlar anca

Bey oğlu, bir gün ava gittiğinde bir geyiğe rast gelmiş. Onu canlı yakalamış ve karısına getirmiş. Kız, geyiği yıkamaya götürmüş. Bir de bakmış ki, bu geyik onun kardeşiymiş. Orada dua etmiş. “Allah’ım! Kardeşimi tekrar eski hâline döndür.” diye yalvarmış. Kızın duası kabul olmuş. Kız, kardeşini bey oğluna getirmiş. Olanları anlatmış. Bey oğlu da buna çok sevinmiş. Bundan sonra sarayda mutlu mesut yaşamışlar. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…

(Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda Afyonkarahisar-İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Emre Yarımtepe tarafından babaannesi Sultan Yarımtepe’den derlenmiştir. Sultan Yarımtepe 1938 doğumludur. İhsaniye’nin Bozhöyük köyünde ikamet etmektedir. Tahsili ilkokul ikinci sınıfa kadardır.)

Yasin Şen – Afyon Masalları
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
2 Mart 2023 02:01
11 Aralık 2021 21:01
28 Şubat 2023 21:13
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.