Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon -1°C
Çok Bulutlu
Afyon
-1°C
Çok Bulutlu
Pts 1°C
Sal 4°C
Çar 6°C
Per 8°C

Afyon Masalları: Çobanın İmtihanı

Afyon Masalları: Çobanın İmtihanı

Kurumsal Web Tasarım

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, köyün birinde bir karı koca varmış. Adam çobanmış. Bunların iki oğulları varmış. Ailenin bir de on beş tane koyunu varmış. Kadının kocası koyunları her gün güder gelirmiş. Kadın da yemeklerini yaparmış. Böylece geçiniyorlarmış. Bir gün koyunları otlatırken adam bir ses duymuş. Ses şöyleymiş: “Gençliğinde mi alayım, kocalığında mı alayım?” Adam bu sesi üç defa duymuş. Sonra eve gelmiş. Karısına bir şey dememiş. İkinci gün yine koyunları gütmeye gitmiş. Orada yine “Gençliğinde mi alayım, kocalığında mı alayım?” diye bir ses duymuş. Bu ses üç kere tekrar etmiş. O gün de adam koyunları gütmüş ve eve geri gelmiş. Üçüncü gün adam tekrar koyunları gütmeye gitmiş. Yine aynı sesi duymuş: “Gençliğinde mi alayım, kocalığında mı alayım?” diye. Sonra eve dönmüş. Artık adam dayanamayıp karısına konuyu açmış. “Böyle böyle. Ben koyun güdürken ‘Gençliğinde mi alayım, kocalığında mı alayım?’ diye üç kez ses duydum.” demiş. Karısı da “Herif, alırsa gençliğimizde alsın. Yaşlanınca bir şey yapamayız. Şimdi çalışırız.” demiş. Kocası yine bir gün koyun gütmeye gitmiş. Orada yine aynı sesi duymuş. “Gençliğinde mi alayım, kocalığında mı alayım?” diye. Sonra adam “Alırsan gençliğimde al.” diye seslenmiş. Ardından on beş tane canavar koyunları birer tane alıp gitmiş. Adam eve dönmüş. Karısı sormuş:

“Ne oldu? Yine aynı soruyu sordular mı?” demiş. Kocası da “Evet sordular. Ben de ‘Gençliğimde al’ dedim. On beş tane canavar koyunları alıp gittiler, götürdüler.” demiş. Sonra da adam ailesini alıp, eşyalarımı toplayıp köyü terk etmiş. Sonra bir köye varmışlar. O köyde sığır çobanı ve fırın yakmak için bir kadın arıyorlarmış. Onlar da bunun üzerine köye varmışlar. Adam sığır çobanı, karısı da fırıncı olmuş. Karısı fırında ekmek yapıp köylüye dağıtırmış. Sonra akşam olunca çocuklarıyla beraber yemeklerini yerlermiş.

Bir gün fırına bir atlı yörük gelmiş. Atlı, fırında çalışan kadını beğenmiş. Bunun üzerine her gün ekmek almaya gelmeye başlamış. Sonunda o kadını kaçırmış. Dağda önceden yaptığı bir çadıra götürmüş. Sığır çobanı karısının kaçtığını duymuş. Çocuklarını almış, bir dere kenarına gelmiş. Oradan çocuklarını suyun karşısına geçirirken birini suya düşürmüş. Öteki çocuğu da canavar kapıp gitmiş. Suya düşen çocuğu bir değirmenci, canavarın kaptığını da ovada yaşayanlar kurtarmış.

Adam sonuçta yalnız kalmış. Gitmiş, gitmiş; bir şehre varmış. O şehirde padişah seçimi yapılacakmış. Köylüler bir güvercini bırakıyorlarmış. O güvercin kimin başına konarsa o adamı padişah seçiyorlarmış. Güvercini bırakmışlar. Kuş gelip adamın kafasına konmuş. Oradan birisi “Alın şu çulsuzun kafasından kuşu!” demiş. Kuşu tekrar salmışlar. Güvercin aynı adamın kafasına konmuş. Sonra yine “Şu çulsuzun kafasından kuşu alın!” demişler. Kuşu üçüncü kez saldıklarında güvercin tekrar aynı adamın kafasına konunca onu padişah seçmişler.

Bir gün karısını kaçıran adam, padişahı görmek için saraya gitmiş. Adam huzura alındıktan bir süre sonra “Padişahım, karım çadırda yalnız. Ben gideyim.” demiş. Padişah ise kadının yanına iki asker gönderip adama “Sen bu akşam burada kal.” demiş. İki asker çadırın dışında konuşurken kadın içeriden askerleri dinliyormuş. Bu askerlerden biri nehre düşen çocukmuş. Yaşadıklarını yanındaki arkadaşına anlatmış. “Annem bir atlıyla kaçtı. Babamla beraber düzde gelirken beni nehre düşürdü.” diye anlatmış. Sonunda bu iki asker kardeş olduklarını anlamış. Sarılmışlar. Kadın bunları dinlerken “Yavrularım!” diyerek askerleri yanına almış. Sabah olmuş. Yörük atlı çadıra gelmiş. Adam bakmış. Sonra geri dönmüş ve padişahın yanına gelmiş. Padişaha “Senin askerlerin benim karımın yanında yatıyorlar.” demiş. Padişah “Onların hepsini buraya getirin.” diye emir vermiş. Askerler ve kadın gelmiş. Karısı durumu anlatmış. Padişah “Bir tane yağlı urgan hazırlayın.” demiş. Yörük adam da kendi kendine seviniyormuş. Askerleri urganla asıp öldürecek diye. Sonra padişahın emriyle Yörük adamı asmışlar. Kadın ve askerlere de “Siz benim karım ve çocuklarımsınız.” demiş. Sonunda padişah karısına ve çocuklarına kavuşmuş, mutlu mesut yaşamışlar.

(Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Samet Karakaya tarafından İhsaniye’nin Kayıhan köyünde derlenmiştir.)

Yasin Şen – Afyon Haber
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.