Afyon Masalları: Biricik Kız
Afyon Masalları: Biricik Kız
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Bir köyde anne, baba ve bunların bir kızı yaşarmış. Kız okula gidip gelirken her gün başına bir tane kuş gelip konar ve şöyle dermiş: “Hey biricik kız biricik kız! Annen seni ölülere verecek kız.” dermiş. Kız da her gün annesine gelip bunu söylermiş. Bir gün aile karar vermiş ve bu köyden gitmişler. Her şeyi hazırlayıp at arabasına binip yola koyulmuşlar. Yolda bir binaya rastlamışlar. Bu binanın bir tane çeşmesi ve kırk kapısı varmış. Susamışlar ve buraya su içmeye inmişler. Kızın anne ve babası suyu içip arabaya binmiş. Kız su içerken kırk kapının hepsi birden üzerine kapanmış. Kız içeride kalmış.
Kız içerideki odaları gezmeye başlamış. Kapının birini açmış, oda ağzına kadar altın doluymuş. Bir diğeri elbise doluymuş. Üçüncü kapıyı açınca ise içerisi ağzına kadar yiyecek ve içecek doluymuş. Açtığı her kapının ardı bir şeylerle doluymuş. Bu odalarda her şey varmış. Yok, yokmuş yani. Bir tane daha kapıyı açınca içeride bir delikanlının baygın baygın yattığını görmüş. Kız, delikanlının yanına gelmiş. Onu uyandırmaya çalışmış. Başında mendil sallamış. Ancak onu bir türlü uyandıramamış. Bu durum otuz dokuz gün devam etmiş.
Bir gün evin önünden Çingeneler geçiyormuş. Kız pencereden onlara seslenmiş: “Benim yanıma bir tane kız verin. Ben de size bir çuval altın vereyim.” demiş. Onlar da bir çuval altın karşılığında bir Çingene kızını ona vermişler. Kız, Çingene kızına “Sen burada otur. Mendil sallamaya devam et.” demiş. “Ben dışarıya çıkacağım. Birazdan geleceğim.” demiş. Biricik Kız dışarıya çıkmış. Gelmesi uzamış.
Çingene kızı da başında mendil sallarken delikanlı uyanmış. Çingene kızının, delikanlının yakışıklılığı karşısında dili tutulmuş. Delikanlıya “Ben senin başında kırk gündür mendil sallıyorum. Yanımda bir de Çingene kızı var. O dışarıya çıktı. Daha gelmedi.” diye yalan söylemiş. Kız dışarıdan gelince delikanlının uyandığını görmüş. Çingene kızının delikanlıyı kandırdığını anlamış.
Delikanlıyla Çingene evlenmişler. Biricik kıza da evlerinde bir oda vermişler. Bir gün delikanlı Çingene kızına “Ben şehre gidiyorum. İstediğin bir şey var mı?” demiş. Çingene kızı “Kırk tane katır al.” demiş. Biricik kıza da “Senin bir isteğin var mı?” diye sormuş. Biricik kız, “Bana kırk tane dert bardağıyla bir tane satır al.” demiş.
Delikanlı şehre gitmiş. Çingene kızına kırk tane katır almış. Biricik kıza da kırk tane dert bardağıyla bir tane satır almış. Delikanlının bardakları satın aldığı adam “Bunu dertliler alır. Bununla kapıyı dinle.” demiş. Delikanlı her şeyi aldıktan sonra eve gelmiş. Delikanlı o bardakları ve satırı Biricik Kız’a vermiş. Bir gün evde Biricik Kız’ın kapısını dinlemiş. Kız kendi kendine derdini bardaklara anlatıyormuş. Başına konan kuşu, köyden göçtüklerini, bu evde kilitli kaldığını, Çingene kızının ihanetini her şeyi anlatmış. Delikanlı bunların hepsini duymuş. Kız anlattıkça bardakların kırkı da kırılmış. Sonra kız satırı eline almış. Tam kendine vuracakken delikanlı içeri girmiş ve Biricik Kız’ın elini tutmuş. Elinden satırı almış.
Delikanlı ve Biricik Kız, Çingene kızının yanına gelmiş. Delikanlı, Çingene kızına her şeyi öğrendiğini ve “Kırk katır mı istersin kırk satır mı” diye sormuş. Çingene kızı da “Kırk satırı ne yapacağım! Kırk katır isterim.” demiş. Delikanlı, Çingene kızını katırın birine bindirmiş. Hayvanın kuyruğuna da teneke bağlamış ve onu annesinin evine yollamış. Delikanlı ve Biricik kız kırk gün kırk gece düğün yapmışlar.
Onlar ermiş muradına bir çıkalım kerevetine.
(Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Tuğçe Kaya tarafından derlenmiştir.)