Fındık Bahçeleri
Bizim orda her fındık bahçesi bir şahsiyet sahibidir. Çünkü her birinin bir ismi vardır. Kimisi çok kibardır. Fındığını rahatlıkla toplatır. Bahçenin içi, köylünün tabiriyle tava içi gibidir. Bizim Yeni Gıruk gibi veya Fındıklo gibi… Kimisi de haşin ve serttir. Ne yapacağı belli olmaz. Yağmur bastırır, güneş yakar, dolu yağar… Köylünün tabiriyle biraz “sınangulu” yani zorlu ve imtihanlı bir yerdir. Bizim köyde Köfron Yeri gibi veya Abazdağı’nda Gırisin Yeri gibi… Kimi bahçe de insana evi aratmaz. Bahçede çalışırken sanırsın, evin bir odasına geçmiş elbise katlıyorsun… O denli rahattır. Bizim Abazdağı’ndaki Avlu gibi… Kimi yer de vardır adamı çok bunaltır. Üst üste binen mısırlar ve ağaçları saran fasulyeler içinde gel de fındık topla, der gibi adama meydan okur. Bitse de bi kurtulsak, hâli vardır insanda. Bizim Mısır İçi gibi… Kimi yerler de adamın dikine dikine gider. Bırak fındık toplamayı, ayakta durmak bir Orta Doğu meselesi gibi çetrefillidir. İncecik dala yapışırsın ayakta durmak için. E mübarek! Dal ne yapsın? O da aşağıya doğru kendini salıverir. Bazısı kökünden kopar, bazısı yarı belinden kırılır. Bu bahçeler adamı çok zorlar. Abazdağı’ndaki Gostillik gibi… Kimi yer de vardır, fındığını topladığın bile belli olmaz. Bahçe ne zaman bitti, anlayamazsın. Sanırsın ırmağın düzüne mangal yapmaya inmişsin! O kadar rahattır. Bizim Kendir Yeri gibi.
Kısacası her fındık bahçesi bir şahsiyet sahibidir bizim orada. İnsanlar gibi çeşit çeşittir. Biraz onlarla hemhâl olup bahçeleri tanımak icap eder.