Bir Mazi Sesi
Bazen kabul olunmasını ümit ettiğim bir yakarış gibi zamanı yudumladığımı hissederim. Zaman, bir akarsu gibi alır götürür beni. Maziye, yani hiç kaybolmayan bir yerlere. Tutamadığım ama asla unutamadığım hatıralar kaplar beni. Hatıralara bürünürüm. En hurda bir mazi yadigarı bile kıyamadığım güzelliklere dönüşür. Bir gül yaprağı gibi narin, bir bülbül kadar ürkek, hava kadar temiz…
Meselâ babaannemin yüz çizgilerinden bir yol bulurum gözlerine. Yorgun bakışları, dinçliğini kaybetmemiş yaşanmışlıklardan ses verir. Bazen sırtına sardığı bir bebeğin ağlayışını, bazen yere sapladığı bir kazmanın toprağa gömülürken gün yüzüne çıkardığı umutları, kınalı elleriyle toprağa serptiği tohumların yerle buluştuğu andaki mesut anları…
Bu bir mazi sesidir.
Mazi sesi…