Afyon Hikayeleri: Karacaahmet Sultanın Menkıbevî Hayatı
Afyon Hikayeleri: Karacaahmet Sultanın Menkıbevî Hayatı
Karacaahmet Sultan Hazretleri Karacaahmet’e gelirken dört kardeş geliyorlar. Bunlardan biri Hayran Veli, ikincisi Akcaköy Dede, üçüncü Mahmut Dede, dördüncüsü de Karacaahmet Dede’ymiş. Bu kardeşlerden her biri ayrı ayrı hastalıklara şifa vermektedir. Mesela Karacaahmet Sultan’ın kardeşi Hayran Veli çıban ve sivilce gibi rahatsızlıklara şifa dağıtırmış. Bu hastalıklara yakalanan kişiler Gazlıgöl’de yıkanırlar. Sonra da Hayran Veli’ye giderler. Hayran Veli’nin de kabrinin yanında büyük bir çukur vardır. Bunun toprağının cüferinden alırlar. Onun çıban veya sivilce çıkan yere sürerler. O toprak sayesinde çıban yok olmaya başlar ve giderek iyileşir. Karacaahmet Sultan hazretlerimizin bir diğer kardeşi olan Akçaköy Dedemiz vardır. Aslında bu dedemizin gerçek adı Aziz Ahmed Dede’dir. Uyuşuk, yüz felci geçiren, eli ayağı tutmayan kişiler iyileşmek için ona gelirler ve onu ziyaret ederlermiş. Karacaahmet Sultan hazretlerinin son kardeşi Mahmud Köyü’ne ismini veren zattır. Onun da hastalara şöyle bir yararı vardır: Eli ayağı sebepsiz yere şişenler, iyileşmek için Mahmut Köyü’ne giderlermiş.
Bu sayılan kardeşlerden Hayran Veli’ye Kayıhan’da, Mahmud Dede Mahmud Köyü’nde (Döğer’in ilerisinde), Akçaköy Dede de Altıntaş-Akçaköyünde bulunmaktadır. Karacaahmmet Sultan bu kardeşleriyle her Perşembe-Cuma akşamları bir araya gelirmiş. Mesela Hayran Veli yılana biner gelirmiş. Karacaahmet Sultan atına biner gelirmiş. Sonra Mahmud Köyü’ndeki zât da aslana biner gelirmiş. Akçaköy Dedemiz de kaplana binermiş. Beraber namaz kılarlarmış.
Karacaahmet’te yaşayan insanların bir kısmı onu vefatından sonra da görmüş. Gece vakti yani saat iki üç gibi ve her Perşembe bunlar Karacaahmet Sultan’ın türbesinden çıkıyormuş. Sonra köy içinden geçip köyün dışında bulunan çiftlikte bulunan bir dedenin yanına gidiyormuş.
Köyde kadının birisi bir gün saat iki üç gibi dışarı çıkmış. Bakmış ki Karacaahmet Sultan’ın türbesi tarafından dümbelek sesleri geliyor. Kadın bu sesleri duyunca kendi kendine “Allah Allah! Düğün filan da yoktu. Acaba şimdi bu ne demek oluyor?” demiş. Orada bir kapı görmüş. Kapının deliğinden bakmış. Karacaahmet Sultan hazretlerini beygirin üstünde üzerinde beyaz uzun bir elbiseyle, sarığıyla, sakalıyla görmüş. Hemen önünde bir sancak varmış tekkede. Arkasında ise askerleri, askerlerin arkasında annesi, gelinleri, kızları varmış. Gelinler kırmızı elbise, büyük olanlar yeşil elbise giymişler. Böylece hep arka arkaya sıralanmış, birlikte giderken adam onları görmüş.