Derin Mavi Kitabının Önsözü

Bir insan düşünceleridir. Düşünce görünenden ziyade hayata her zaman daha hâkimdir. Görünen her şey bir tasavvurun, bir düşüncenin emrinde gelişir. Buna hislerimizi de ilave edersek duygu ve düşüncelerimizle her gün ve her an bu varlığı ve türlü oluşları beslemedeyiz. Bu sebeple görünen âlemin içerisinde görünmeyen fakat hissedilebilen, duyulan o derin düşünce âlemi insandan beslenmekte ve onun verimleri yine bu varlıktan insana dönmektedir.

Öyleyse düşüncenin hayatımızda zannettiğimizden, zannetmediğimizden daha belirgin, daha güçlü ve yapıcı etkileri var. Bir şey olmuş ve gerçekleşmişse önce onunla ilgili düşünceler gerçekleşmiş ve bitmiş demektir. Bu sebepten düşüncelerin terbiyesine, duyguların ve niyetlerin güzelleşmesine yönelen her kültür insanın eğitimini ve onun güzelleşmesine yönelik zemini çok ince bir noktadan kavramış sayılır.

Bunun için düşüncenin varlığı yoğuran, olaylara şekil veren oldukça derin ve mahiyeti meçhul bir âlemin son merhalesi olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.

Düşünce üzerinde durulması ve derinleşilmesi gereken ciddi bir meseledir bu yüzden. Düşüncenin kendisi de en az varlığın kendisi kadar üzerinde tefekkür edilmeyi hak etmektedir.

Öyleyse düşünce çok şeydir. İyi düşünmek ise bütün büyük kültürlerde ve eğitimlerde insandan istenen ve beklenendir. Bu zor bir meseledir. Ancak her şeyin bir vazifesi olduğu gibi insanın da asıl görevinin düşünmek olduğu söylenir. Bunun içini doldurmak, bizim bu âlemde yaşadığımız tecrübelere kalmış bir husustur.

Kısa ve uzun yürüyüşlerde, tabiatta bir başıma kaldığım tefekkür demlerinde hem bazı kavramlar hem de düşüncenin kendisi üzerinde biraz durma imkânı buldum. Bu keyifli anlarda gönlüme gelenleri bu kitapta yer alan denemeler sayesinde satırlara aktardım. Her biri bir ilhamın eseri olan yazılardan oluşan Derin Mavi, bir bakıma doğada yapayalnız yapılan yürüyüşlerin seyriyle ortaya çıkmıştır.

Doğa, düşünceyi öylesine besliyor ki, herhangi bir kavram üzerinde uzun saatler boyunca fikrinizi ve duygularınızı yoğunlaştırabilirsiniz ondayken. Varlığın içinde basit ve sıradan sayılabilecek şeylerin esasta olmadığını, eşyanın içinde bulunduğumuz ruh hâline göre bize hitap eden değişkenliğini ve aslında basit görünen her mevcudun nasıl bir ilham kaynağı olabildiğini bu demlerde daha iyi anladım. Düşünmek isteyen biri için doğa bu anlamda eşsiz bir hazinedir.
Bu yazılarda konu ve muhteva açısından tabiat unsurlarının öne çıkmasının sebebi doğada bir başıma yaptığım bu yürüyüşlerimin ve uzun tefekkür zamanlarının yazıların doğuşuna ve yazılmasına zemin hazırlamasıdır.
En basit ifadesiyle bu yazılar bir bakıma benim kendimi anlama denemelerimdir. Herhangi bir ispata yönelmedikleri için onları “deneme” olarak kabul etmede sanırım bir sakınca yoktur.

Bir de Türkçe gibi büyük bir dilin verimlerini yazılarımda görmek ve duymak istedim. Anadilimiz hiç şüphesiz dünyanın en zengin dillerinden birisi… Konuştuğumuz dilde, nice büyüklerimizin emeği var. Yazmak, onların mirasına sahip çıkmaktır. Derin Mavi, anamızın ak sütü gibi helal olan Türkçemizin hoşnut kaldığı eserlerden biri olur inşallah.

Derin Mavi, altı bölümden oluşmaktadır. Kitaba da ismini veren ilk bölümde daha çok “mensur şiir” diyebileceğimiz tarzdaki yazılara yer verildi. İkinci bölüm ise daha çok tabiat unsurlarının üzerimde bıraktığı etkilere ayrılmış ve buradan hareketle kaleme alınan yazılara yer verilmiştir. Üçüncü bölüm hayatı anlamaya ve anlamlandırmaya yönelik yazıların toplandığı bir bölüm olarak gelişti. Dördüncü bölüm ise hayatın bizzat getirdikleri üzerinde yazılan yazılardan oluşmaktadır. Beşinci bölümdeki yazılar ise bende bazı izleri olan şahsiyetlerin ilham ettiği duygularla yazılmışlardır. Altıncı bölümdeki yazılar, kısa fakat Derin Mavi’nin muhtevasına uygun yazılardan oluşuyor. Onlara da “Fragmanlar” başlığı ile bu kitabımda yer vermek istedim.

Derin Mavi’deki yazıları yazarken büyük bir keyif aldığımı belirtmek isterim. Okuyanların da o mutluluğu duymalarını dilerim.

Derin Mavi’nin Türk kültürüne hayırlar getirmesini niyaz ederim.