Çerkez Ethem İsyanı
Merhaba kıymetli okurlar. Bugünkü yazımızda Çerkez Ethem’den ve onun isyan girişimini sizlere anlatmak istedim. Öncelikle Çerkez Ethem’i tanımakla başlayalım.
Bandırma’nın bir köyü olan Emreköy’e yerleşmiş Çerkezlerin Şapsığ boyundan, Ali Bey’in beş oğlunun en küçüğüydü. Ağabeyleri, İlyas ve Nuri beyler, Rum eşkıyalarıyla çarpışırken ölmüşler, Reşit ve Tevfik de 1901 ve 1902 yıllarında Harbiye’yi bitirerek subay çıkmışlardı. Reşit Bey çeşitli cephelerde çarpıştı, Son Osmanlı Meclis-i Mebusanına Saruhan Mebusu olarak katıldı, oradan Birinci TBMM’ye geçti.
Çerkez Ethem, evden kaçarak Bakırköy Süvari Küçük Zabit Mektebi’ne girdi. Balkan Savaşı’nda Bulgar cephesinde yaralandı. Kıdem zammı ve madalya aldı. I. Dünya Savaşı’nda Kuşçubaşı Eşref’in yönettiği Teşkilat-ı Mahsusa ile birlikte İran, Afganistan ve Irak’a yapılan akınlara katıldı. Yaralanarak savaş sonunda köyüne çekildi. 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in işgali üzerine, vatan savunmasına başlamak için vurucu güç olarak Kuvayı Seyyare’yi kurdu ve “Umum Kuvayı Milliye Komutanı” ve Ankara’daki 20. Kolordu Komutanı olan Ali Fuat Paşa ile istişare ederek İngiliz ve Yunan birliklerinin ilerlemesine karşı gerilla operasyonları düzenledi.
Peki ya neden isyan etti? Bu kadar vatanını seven birisi neden gittiği yolu değiştirdi? Neden istikametinden saptı? Aslında bu soruların cevabı çok basit. Çerkez Ethem Batı’da düzenli ordu kurulana kadar TBMM adına düşmanla çarpışıyordu. TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmaları da bastırdı. Mesela Anzavur Ahmet ve Çopur Musa Ayaklanmaları gibi. Fakat Çerkez Ethem yakaladığı isyancıları yargılamadan direk infaz ediyordu. Bu durum ise TBMM tarafından kurulan İstiklal Mahkemeleri tarafından kabul görmedi. Hatta bu durum Mustafa Kemal’in tepkisine sebep oldu. TBMM’nin aldığı kararlar kendi otoritesinin yok edeceğine inanmaya başlamış olmalı ki TBMM ile arası iyiden iyiye açılmaya başlamıştı. Düzenli ordunun kurulmasına da tepki göstermişti Çerkez Ethem.
Peki isyan nasıl başladı?
Çerkez Ethem’in kendi bölgesinde TBMM Hükümeti’nin siyasi otoritesini tanımaması ve kendi otoritesine göre hareket etmesi yüzünden 1920 yılının son aylarında ayaklanma şeklini almaya başlamıştır. Çerkez Ethem, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe ve Sarı Efe’yi de kendi yanına çekmek için çalışmalara başlamıştır. Şifreli telgraflar, mektuplar ve özel ulaklarla Kuvayı Milliye’nin bu komutanlarını etkilemeye çalışmaktadır. Ethem’in Yörük Ali Efe’ye 12 Aralık 1920 tarihinde gönderdiği şifreli telgrafta TBMM Hükümeti’ni birkaç kişinin aleti olmakla suçlamakta, Demirci Mehmet Efe’yi yok etmeye kararlı olduğunu belirtmektedir. “Harcadığımız emeklerin boşa gitmemesi için birbirimize sarılmalıyız” demektedir.
İsmet İnönü’nün Çerkez Ethem ve kardeşi Tevfik Beyler’e Aralık 1920’de çekmiş olduğu uyarı telgrafı üzerine Çerkez Ethem şu cevabı vermiştir:
Masum millet ve asker kardeşleri! Ankara hükûmeti rezilesine 29 Kânunievvel 336 tarihli keşide ettiğim selameti memlekete taalluk eden telgrafın matbuatla ilân edilmesini isteyiniz. Ey Askerler! Şerre alet olmayınız, uhrevî ve dünyevî mes’uliyetten korkunuz. Ey millet; siz de maziyden intibah alarak her türlü felâketi ve ihtilası vatanı, menfaati harisanelerine kurban etmek isteyen erazile karşı hakkınızı müdafeada tereddüt göstermeyiniz ki muaveneti ilahiyeye mazhar olasınız. Ben sizi müdafaai memleket için davet ve icbar ettim, şerre, ihtirasatı şahsiyeye alet olmak için değil. Ey zabit arkadaşlar! Emir kulu olmaktan sarfınazar edilniz; Allah’ın kulu olunuz, aksi halde geliyorum ha son peşimanlık fâide vermez.” Umum Kuvayı Milliye Kumandanı Ethem
Çerkez Ethem, 2 Ocak 1921 tarihinde Hükümeti’ne çektiği telgrafta, TBMM Reisliğine Mustafa Kemal’in Bilecik’ten dönerken Ankara’ya götürdüğü İstanbul Hükümeti’nin temsilcilerinin hemen serbest bırakılmasını isteyen bir telgraf çektiğini bildirmektedir. Bu telgrafta ayrıca, TBMM Hükümeti’nin ordularının kendisine taarruz konumunda olduklarını, kendi kuvvetlerinin taarruz edecek kuvvette olduklarını, bu durumu Yunan makamlarına da bildirdiğini yazmaktadır.
Meclis de Kuvayı Seyyare’ye karşı çıktı. Batı Cephesi komutanlığı, Ethem ve Tevfik Beylerin vatana ihanet suçu işlediklerini öne sürerek teslim olmalarını istedi. Fakat mebus Reşit Bey’in de kendilerine katılmasıyla üç kardeş Uşak’ta Yunanlarla görüştüler. Düzenli ordu İsmet Bey ve Refet Bey’in komutasında 1921 yılı ocak ayında Kuvayı Seyyare’nin tuttuğu Gediz-Kütahya üstüne yürüdü. Çerkez Ethem’in yanındaki kuvvet iyice küçülmüştü. 1. Süvari Grubu komutanı Binbaşı Derviş Bey takip ediyordu. Derviş Bey, Ethem’in arkadaşı olduğu için, Yunanlara sığınmadan önce tüm silah ve cephanelerini TBMM kuvvetlerine bırakmasını sağladı.