Yasin Şen: Köroğlu ve Dağlar
Köroğlu Destanı’nın ve hikâyelerinin en can alıcı noktalarından birisi dağlardır. Köroğlu ve koçakları dağları mesken tutmuştur. Buralarda yaşarlar. Dağların onlar için çok önemli bir yeri vardır. Çardaklı Çamlıbel, dağların zirvelerine yapılmış bir saraydır. Onun şiirlerinde zaman zaman ele alınan dağlar bu açıdan dikkat çekmektedir. Köroğlu’nun,
Iraktan özendim geldim
Çevre yanın meşe dağlar
Ayvaz’ım almaya geldim
Laleli, sümbüllü dağlar
Gitmez, karşımda durursun
Elimde küllî varımsın
Ensemde kafadarımsın
İş düşecek başa dağlar
Özengimi gerdim durdum
Beyleri mürvetsiz buldum
Ben sana arkamı verdim
Neyler bana paşa dağlar[1]
diye devam eden şiiri zirvelerinde Köroğlu’nun yaşadığı dağları haber vermektedir. Köroğlu, dağları çok sevmektedir. Bir şiirinde onlara seslenirken onun tok ve güçlü sesi zamanı aşıp gelmektedir:
Hemen Mevlâ ile sana dayandım
Arkam sensin kal’am sensin, dağlar hey
Yoktur senden gayrı kolum kanadım
Arkam sensin, kal’am sensin dağlar hey
Türk Edebiyatında en güzel dağ şiirleri herhalde Köroğlu’nun dilinden söylenmiştir. Onun aşağıdaki şiiri bu açıdan oldukça güzeldir:
Çıktım şu âlemi seyran eyledim
Açılmış baharı, gülü dağların
Sökülmüş bendleri, cûşu yenilmez
Çağlayuben akar seli dağların
Yiğit atına binmese yakınır
Yüreğinde olan elbet çekinir
Kar yağar da dört köşesi yekinir
Yol vermez aşmağa yeli dağların
Aslanı, kaplanı yanar, yorulur
Şikâr almış alçağına dolanır
Yel estikçe safasından salınır
Aheste aheste dalı dağların
Ben kâmilim zerresine ermişim
Baharında gonca gülün dermişim
Mürvetsiz beylerden eyi görmüşüm
Yiğidi yaldırır alı dağların
Köroğlu eydür, sende tasa olmaz
Yüreğinde aşkı olan yenilmez
Çok döğüşler olur, kimseler bilmez
Söylemeye yoktur dili dağların[2]
Köroğlu ve dağlar arasındaki ilişki, destan metinlerinde zaman zaman karşılaştığımız bir husustur. Bunlardan biri Türkmen Goroğlu Destanı’nda geçer. “Kahramanın öldüğünü zanneden dağlar dumana bürünür. Goroğlu, dağlara ‘kardeşim’ diye seslenir. Goroğlu’nun sesini işiten dağlardan duman çekilir, çayların suları akmaya, otlar yeşillenmeye, bülbüller ötmeye başlar.”[3] Bu da Köroğlu’nun dağlarla özellikle derin ilişkisinin olduğunu gösteren örneklerden birisidir.
[1] Burada değerlendirilen şiirler şu kaynaktan alınmıştır: Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997.
[2] Cahit Öztelli, Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu, Özgür Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1997, s. 131.
[3] Fuzuli Bayat, Köroğlu Şamandan Âşıka, Altan Erene, Akçağ Yayınları, Ankara 2011, s. 37.