Çağımızın yeni halk sağlığı: Erişkin skolyozu!
Fazla kilolar, hareketsizlik, yanlış duruş ve oturuş, hatta aşırı topuklu ya da babet ayakkabılar giymek… Günümüzde gerek sağlıksız yaşam tarzı, gerekse ilerleyen yaş gibi etkenlerle erişkin skolyozu giderek yaygınlaşıyor.
İSTANBUL (İGFA) – Sağlıksız yaşam tarzı, ilerleyen yaş gibi etkenlerle ‘erişkin skolyozu’ sorunu giderek yaygınlaşıyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, erişkin skolyozunun yaşam kalitesini diğer kronik hastalıklar kadar çok etkilediğini belirterek “Yapılan çalışmalar; erişkin dejeneratif (sonradan ortaya çıkan) skolyozun, yaşlanan nüfusla birlikte sıklığı artan, çağımızın yeni halk sağlığı sorunu olduğunu ortaya koyuyor” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Alanay, Haziran – Skolyoz Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, erişkin skolyozu hakkında çeşitli konulara açıklık getirirken, kaçınılması gereken 4 hatayı sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Erişkin omurga bozuklukları çocukluk ve ergenlik çağında ortaya çıkan hastalıkların devamı niteliğinde olabileceği gibi, erişkinlik döneminde de başlayabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Alanay, 60 yaş üstünde görülme sıklığının yüzde 60’ın üzerinde olduğuna dikkati çekerken, erişkin dejeneratif skolyozun, çağımızın yeni halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
BU HATALARA DÜŞMEYİN!
Prof. Dr. Ahmet Alanay, gelecek yıllarda bu sayının çok daha artmasının beklendiğini belirterek, erişkin skolyoz ve omurga deformiteleri artışının önüne geçebilmek için, günlük yaşantımızda alışkanlık haline gelen bazı hatalı davranışlarımızın mutlaka değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Fazla kiloların omurgaya binen yükü arttırdığı ve hareketlerin kısıtlanmasına neden olduğunu belirten Alanay, egzersizden uzak, hareketsiz bir yaşam kasların güçsüzleşmesine, omurgada sorunların ortaya çıkmasına yol açtığını, yanlış duruş ve oturuşun da bu sorunların ortaya çıkma riski arttırdığını anlattı. Alanay, aşırı topuklu ve babet ayakkabının da diz, kalça ve omurga sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, bu nedenle ayakkabı topuğu boyunun 3- 4 santim olması gerektiğini söyledi.
İleri derecede erişkin skolyozlu kişilerde omurga ve gövde yana ya da öne doğru yatarken, hareket kabiliyetinde kısıtlanma, sırt ve bel ağrısı, kaslarda güç kaybı, bacaklarda uyuşma, kramp ve yürüme mesafesinde kısalma olabildiğini söyleyen Alanay, bu tür şikayetler hastaların yaşam kalitesini çok ciddi ölçüde düşürdüğünü belirterek, hastanın şikayetleri ve skolyozun eğrilik derecesi tedavinin yönünü belirlediğini kaydetti.
Bu hastalığa güncel cerrahi yaklaşımıyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Alanay, “Erişkin skolyoz ve omurga deformitelerinde minimal invaziv cerrahiler genelde ilk seçim oluyor. Minimal girişimle maksimum fayda sağlamayı amaçlıyoruz. Ancak bazı durumlarda füzyon gibi daha agresif cerrahiler gerekebiliyor. Vida ve çubuk kullanılan füzyon ameliyatlarında planlama ve özellikle omurganın normal bel ve sırt kıvrımlarının hastaya özgü şeklinin sağlanması çok önemlidir. Aksi taktirde yeni ameliyatlar gerekebilir” dedi.
Alanay, günümüzde yapay zeka kullanarak oluşturulan risk hesaplayıcılar ile hasta için en uygun cerrahi yöntemi seçmeye çalışıldığını da belirterek, ameliyat sonrası iyileştirme ve rehabilitasyon süreci uygulanan hasta 7-10 gün sonra taburcu edilerek, egzersiz ve düzenli kontrollerle hastanın bir an önce normal yaşantısına dönmesi amaçlandığını kaydetti.