Afyon İhsaniye Masalları ”Nohut Ali”
Afyon İhsaniye Masalları ”Nohut Ali” Bir varmış bir yokmuş. Çok fakir bir çift varmış. Bu çiftin çocukları olmuyormuş. Bir gün kadın çok dua etmiş: “Rabbim bana da bir çocuk ver. Hiç isyan etmedim, isyan da etmem.” demiş. Kadın fırıncı olduğu için, ekmek yapıp satıyormuş. Bazen bir kalbur nohutu fırında kavurup satıyormuş. Yine bir gün nohutu bir kalbura koyup sonra da fırına atmış. “Yüce Mevla’m! Yumurtaya can veren Rabbim! Bana da şu kalburdaki nohutların hepsi kadar çocuk versen, evimde yüreğimde neşe olsa çok mu şey istiyorum Mevla’m?” deyip ağlayarak evine gitmiş.
Sabah gene ekmek için fırına girmiş ve fırının içindeki nohutların canlandığını görmüş. Onların hepsi birer çocuk olmuş. Hepsi parmak kadar insan imiş. Kadın gördüklerine inanamamış. Oracıkta bayılıp kalmış. Uyandığında çocuklar o kadar çokmuş ki kadın ne yapacağını bilememiş. Hepsi bir ağızdan “Anne açız.” diyormuş. Kadın hiç durmadan ekmek yapmış günlerce. Ama bunlar hiç doymuyormuş. Fakir köylü çiftin evinde yiyecek kalmamış. Canlarına tak etmiş. Sonra da düşünmüş. Kadının kurtulması lazımmış çocuklardan. Ama nasıl? Bir yandan ağlayarak “Rabbim beni affet, sana karşı mahcubum. Sözümü tutamadım.” diyerek fırını yakmaya başlamış. Çocuklara “Bakın sizinle bir oyun oynayacağız. Sonra size ekmek vereceğim.” demiş. Çocuklar sevinçle “Tamam.” demişler
Kadın onlara “Fırının içerisine girin.” demiş. Fırının ağzını açıp içine koymuş. İçlerinden biri uyanıkmış. O saklanmış, diğerlerinin hepsi yanmış. Saklananın ismi de Nohut Ali’ymiş.
Kadının aklı başına gelmiş. Ağlamaya başlamış “Rabbim ne yaptım ben!” diye. Tam o sırada Nohut Ali “Anne ben saklandım, buradayım.” demiş. Annesi sarılmış ve çok mutlu olmuş. Aradan zaman geçmiş. Bunlar mutlu mesut yaşıyorlarmış. Annesi “Hadi Ali’m, ekmeği babana, tarlaya götür.” demiş. Ali’nin sırtına heybe takıp göndermiş. Ali tarlaya düşe kalka varmış. Baba ben geldim, tarlanın neresinden geleyim demiş. Babası “Sağdan gel.” demiş. Ekmeğin sağını yemiş. Tekrar “Baba nereden geleyim?” demiş. “Soldan.” demiş babası. Nohut Ali ekmeğin solunu yemiş. Tekrar “Baba nereden geleyim?” demiş. Adam bu sefer “Ortadan.” demiş. Nohut Ali ekmeğin bu kez de ortasını yemiş. Ekmeği bitmiş. Babası aç kalmış.
Sonra Nohut Ali babasına sarılmış ve bir ömür boyu böyle yaşamışlar.
(Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda Afyonkarahisar-İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Veli Çakal tarafından İbrahim Çakal’dan (1941-2020) İhsaniye’nin Kayıhan köyünde derlenmiştir. İbrahim Çakal ilköğretimden mezundur.)