Dolar 35,2537
Euro 36,7746
Altın 2.963,86
BİST 9.644,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 8°C
Hafif Yağmurlu
Afyon
8°C
Hafif Yağmurlu
Sal 6°C
Çar 7°C
Per 6°C
Cum 7°C

Afyon Masalları: Bey Oğlu ile Portakal Kız

Afyon Masalları: Bey Oğlu ile Portakal Kız

Kurumsal Web Tasarım

Bir varmış bir yokmuş. Bir bey oğlu varmış. Bu bey oğlu bir gün rüyasında üç tane portakal görmüş. Uyanınca annesine rüyasında gördüklerini anlatmış ve bir yolculuğa çıkmak istediğini söylemiş. Annesi oğluna “Oğlum devler seni yer.” demiş.

Bey oğlu annesini dinlemeyip o portakalları aramaya çıkmış. Gitmiş, gitmiş, kuru yerde yayılan bir katıra rastlamış. Katırı kuru yerden söküp yeşilliğe getirip bir yere bağlamış. Yürürken bir pınara rastlamış. Pınardan kanla irin akıyormuş. O pınardan su içip gitmiş. Biraz daha ilerlerken bir portakal ağacı görmüş. O portakal ağacından üç tane portakal koparmış. Bu sırada devler, bey oğlunu görüp peşine düşmüşler. Bey oğlu önde, devler arkada bir koşturmaca başlamış. Nihayet katırın otladığı yeşilliğe kadar gelmişler. Devler katıra “Şişt, şunu yakala!” demişler. Katır da “Ben senelerdir kuru yerde yayılıyordum. O yiğit beni yeşilliğe bağladı, geçti. Ben ona dokunmam.” demiş.

Devler yine bey oğlunun peşine düşmüşler. Gide gide kanla irin akan çeşmeye kadar gelmişler. Devler çeşmeye “Şişt, şunu yakala!” demişler. Çeşme de “Senelerdir benden bir yudum su içen yoktu. O yiğit benden su içti de geçti.” demiş. Bey oğlu nihayet devlerin elinden kurtulmuş.

Bey oğlu pınarın başına gelip portakalın birini soymuş. İçinden çıkan güzeller güzeli bir kız çırpına çırpına hemen ölmüş. Diğer portakalı da soymuş. Onun içinden de güzeller güzeli bir kız çıkmış. O da çırpına çırpına hemen ölmüş. Diğer portakalın içinden de ayın on dördü gibi bir kız suya düşüp leylak çiçeği gibi açmış. Bey oğlu portakal kızına “Kırk gün kırk gece düğün yapacağım. Sen beni şu ağacın tepesinde bekle. Ben kırk gün sonra geleceğim.” demiş. Portakal kız da bey oğluna “Ben seni beklerken canım sıkılır. Şuradan geçen Arap kızlarından birini çağır da bana yoldaşlık etsin.” demiş. Bey oğlu anne babasına haber vermek üzere oradan ayrılmış.

Arap kızı ile portakal kız, bey oğlunu beklemeye başlamışlar. Arap kızı portakal kıza “Gel başlarımıza bakışalım.” demiş. Arap kızı portakal kızının başına bakarken ona “Senin canın nerende?” diye sormuş. Portakal kız da “Benim başımda bir tane ak saç var. Onu koparırsam pır pır eder, güvercin olup uçarım.” derken Arap kızı portakal kızın başındaki o ak saçı koparmış. Portakal kız o zaman güvercin olup uçuvermiş. Kırk gün sonra bey oğlu portakal kızın yanına gitmiş. Bey oğlu Arap kızına “Portakal kız nerede?” diye sormuş. O da “Portakal kız benim.” demiş. Bey oğlu “Sen kararmışsın.” demiş. Kız da “Kırk gündür seni bekliyorum güneşin altında. Yandım, sarardım, soldum.” demiş.

Bey oğlu Arap kızını almış ve kırk gün kırk gece düğün yapmış. Güvercin de bey oğlunun bahçesine gelip “Bahçıvan dayı, bahçıvan dayı! Bey oğlu ne yapıyor?” diye sormuş. Bahçıvan da “Uyuyor.” diyormuş. Güvercin şöyle demiş: “Uyusun da büyüsün, Arap kızının karnında dertler büyüsün, benim de konduğum dallar kurusun.” Sonra pır deyip uçuvermiş.

Bir gün, bey oğlu bahçede dolaşırken kavak ağaçlarının kuruduğunu görüp bahçıvana “Bu kavaklar niye kuruyor?” demiş. Bahçıvan da “Bir tane güvercin geliyor. ‘Bahçıvan dayı bahçıvan adayı! Bey oğlu ne yapıyor?’ diye soruyor. Ben uyuyor, diyorum. O da ‘Uyusun da büyüsün, Arap kızının karnında dertler büyüsün. Benim de konduğum dallar kurusun.” diyerek pır deyip uçuveriyor.” demiş. Bey oğlu da güvercin gelmesin diyerek ağaçları ziftlemiş. Arap kızı bir gün bey oğluna “Canım güvercin eti istedi.” demiş. Bey oğlu da “Senin istediğin et olsun.” demiş. Arap kızı güvercinin portakal kız olduğunu biliyormuş.

Bey oğlu yakaladığı bir güvercini kesmiş. Güvercini kestiği yerde, akan kanlardan kocaman bir kavak ağacı çıkmış. Bey oğlu kavak ağacının yanından geçerken “Üzerime yıkılacak gibi oluyor. Kesin bu kavağı.” demiş.

Köylüye haber vermişler, bey oğlu kavak ağacı dağıtıyor diye. Bir nine “Ah bey oğlu, kavak dağıtıyormuşsun!” demiş. Bunun üzerine bey oğlu “Al nineciğim, sen de bunları götür.” demiş. Nine eve kavakları götürmüş. Portakal kız kavakların içinden silkinerek çıkmış. Nine eve gelinceye kadar çok güzel bir sofra hazırlamış, her yeri pırıl pırıl yapmış. Nine eve gelmiş. Bir de ne görsün! Ayın on dördü gibi bir kız… Portakal kıza nine “Ah yavrum in misin, cin misin?” diye sormuş. Portakal kız “Nineciğim ne inim ne cinim. Senin gibi bir insanım.” demiş.

Portakal kız başından geçen her şeyi nineye anlatmış. Nine “Ah yavrum! Benim hiç kimsem yok. Sen benim torunum olur musun?” demiş. Portakal kız ninenin isteğini kabul etmiş.

Sonra yine bir gün “Bey oğlu katır dağıtıyor.” diyerek köylüye haber salmışlar. Portakal kız “Nineciğim, bey oğlu katır dağıtıyor. Sen de al gel.” demiş. Nine gitmiş ve bey oğluna “Ah bey oğlum, Katır dağıtıyormuşsun!” demiş. Bey oğlu da “Ah nineciğim! Sen ne yapacaksın katırı?” diye sormuş. Nine “Ah oğlum! Evde torunum var. O istiyor.” demiş. Bey oğlu da “Al nineciğim oradaki katırı.” demiş. Nine katırı almış, eve götürmüş. Portakal kız katıra “Önüne geleni ısır, ardına geleni tekmele, benden başkasını sokma yanına.” demiş.

Bir ara “Bey oğlu dağıttığı katırları topluyor.” diye köylüye haber salmışlar. Bey oğlu herkese verdiği katırları toplamış. Sıra nineye verdiği katıra gelmiş. Nineye Bey oğlu “Nineciğim verdiğim katırları topluyorum. Sendeki katırı almaya geldim.” demiş. “Ahıra girin de alın bey oğlum.” demiş nine. Sonra da “Dur bey oğlum. Katır benim torunumdan başka kimseyi sokmuyor yanına.” demiş. Bey oğlu portakal kızı görünce hemen tanımış. Katıra binerek portakal kız ve bey oğlu eve gelmişler. Bey oğlu Arap kızına “Kırk katır mı istersin, kırk satır mı?” diye sormuş. Arap kızı da “Kırk satırı ne yapayım? Kırk katır isterim. Annemin babamın evine cıngıl cıngıl giderim” demiş. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.

Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Sibel Öztürk tarafından derlenmiştir.

Dr. Yasin Şen
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.