Afyon Masalları: Geyik Oğlanın Masalı
Afyon Masalları: Geyik Oğlanın Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Biri kız ve biri oğlan iki kardeş varmış. Oğlanın adı Yusuf, kızın adı Fatma imiş. Bunların bir gün anası ölmüş. Eve bir üvey ana gelmiş. Bu kadının da bir kızı varmış. Kadın, üvey çocuklarına sığır tutmuş. Onlar bu sığırları güdermiş.
Bir gün çocuklar yine bu sığırları gütmeye gitmişler. Üvey anne çocuklara hamırsız (mayasız, haşhaşlı, yoğurtlu bir ekmek) yapmış. Çocuklar hamırsızı yerken ekmeğin tuzlu olduğunu fark etmişler. Bunu yiyince oğlan susamış. Orada pınar varmış. Pınardan su içen geyik oluyormuş. “Kardeşim ben susadım. Sen sığırı çevir gel.” demiş. Kız gitmiş sığırı çevirmeye. Oğlan pınara su içmeye gitmiş. Su içince oğlan geyik olmuş. Kız da korkusundan kovalaya kovalaya sığırı eve getirmiş.
Bu kıza bir gün beyin oğlu dünür gelmiş. Bey oğlu “Bana varır mısın?” demiş. Kız da “Benim bir geyik kardeşim var. Onu da kabul edersen varırım.” demiş.
Sonra düğün etmişler. Kız gelin olmuş. Kardeşini evinde yatağın ayağına bağlamış. Gece olunca geyik bunların ayaklarını yalamaya başlamış. “Şu eniştemin ayağı, şu ablamın ayağı.” dermiş. Bir gün üvey anasının kızı gelmiş. Fatma’nın evine gelince iki veya üç gün durmuş. Sonra üvey kız kendi anasının yanına gitmiş. Kızın anası “Fatma nasıl?” diye sonmuş. Kız da “Aman bir iyi, bir iyi ki hiç sorma.” demiş.
Bir gün üvey kız yine kardeşinin evine gitmiş. Bu evde kocaman havuz varmış. Üvey kardeş “Hadi kardeşim ikimiz yıkanalım.” demiş. Fatma peştamalı dolanmış, havuzun kenarına oturmuş. Bir de bakmış ki, havuzda kocaman bir balık var. Balık Fatma’yı yutmuş. Akşam olunca üvey kardeş bey oğlunun evine girmiş. Yusuf geyik durumu anlamış. Geyik “Şu eniştemin ayağı, hani ablamın ayağı?” demiş.
Üvey kız bir gün annesinin yanına dönmüş. Kızın üvey anası “Bey oğlu bildi mi seni?” diye sormuş. Kız “Bey oğlu bilmiyor ama geyik yani Yusuf biliyor.” demiş.
Üvey kız ve anası bu geyiği ortadan kaldırma planları yapmışlar. Üvey kız eve gelmiş ve kocasına “Ben aşeriyorum.” demiş. Sonra bey oğluna “Yusuf geyiği kes de yiyelim.” demiş. Bey oğlu da demiş ki “O senin kardeşin. Nasıl yersin?” demiş. Üvey kız “İlle de keseceksin.” demiş. Bey oğlu “Tamam sabah olsun keseyim.” demiş.
Sabah olunca bir tane ağaç hazırlamışlar. Geyiği buna asacaklarmış. Artık geyiği götürmüşler. Oraya onu asacakları zaman geyik konuşmaya başlamış:
Kasap bıçağı biledi
Boğazıma doladı
Fatmacık balık karnında
Alaca bebek elinde
Böyle deyince Yusuf geyiği Bey oğlu ağaçtan indirmiş. “Eve gidince havuzu bir arayayım.” demiş.
Eve gitmişler. Balığı havuzdan çıkarmışlar Balığın karnını bir güzel yarmışlar. Kız meğer balığın karnında doğum yapmış. Fatma ile bebek oturmuşlar balığın karnında. Fatma’yı balığın karnından almışlar.
Bey oğlu üvey kıza çok öfkelenmiş. Ona demiş ki “Kırk satır mı istersin kırk katır mı?” Üvey kız da “Kırk satırı nedeyim? Kırk katıra bineyim, anamın babamın evine, köyüne gideyim.” demiş. Bey oğlu katırların kuyruğuna teneke bağlamış. Üvey kızı bindirmiş katırlara. Üvey kız tıngır mıngır anasının evine gitmiş. Bundan sonra Bey oğlu ve Fatma mutlu bir şekilde yaşamışlar.
Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Mehmet Yılmaz tarafından derlenmiştir.