Anadolu Hikayeleri – 2
Vade Veli
Bizim köyde (Ordu-Çatalpınar-Güney Mah.) hava durumu için rahmetli Çavuş Dedemin anlattığı ve annemin naklettiği şöyle bir hikâye vardır: Adamın biri köyde karakıştan iyice bunalmış. Hayvanların yemi, otu, her şeyi bitmiş. Onun da bir kızı varmış. Gavurlardan birine kızını vermek şartıyla hayvanları için yiyecek temin etmek üzere anlaşmaya niyetlenmiş. Bir gün havaları değiştiren, baharı müjdeleyen bir rüzgâr esmeye başlamış. Adam bunun üzerine çok sevinmiş ve “Es vade yeli es, gavurdan kısmetimi kes!” demiş. Bu küçük hikâye havaların değişimini anlatmak üzere söylenir.
Hacı Müderris’le İlgili Bir Anlatı
Bolulu şair Dörtdivanlı Hilmî’nin dedesi Hacı Müderris’le ilgili Doğancılar Köyü’nde bazı menkıbeler nakledilmektedir. Bunlardan biri şöyledir:
Hacı Müderris, sabahın erken vakitlerinde evden çıkıp gider ve gün ışıyınca tekrar eve dönermiş. Onun bu gidip gelmeleri bir süre sonra hanımının dikkatini çekmiş ve kadın suizanna düşüp eşi hakkında kötü şeyler düşünmeye başlamış. Rivayete göre Hacı Müderris, kırklarla sabah namazını beraber kılmaya gidiyormuş. Bir gün Hacı Müderris, geç kalmış. Giderken bir kavak ağacının secde hâlinde olduğunu görmüş. Kendisine belki inanmazlar diye mendilini ağacın tepe kısmına bağlamış. Sabah çiftine çubuğuna giden köylüler ağacın tepesindeki mendili gördükçe “Müderris Hocanın mendili bu!” demiş. Rivayete göre kırkların yanına varan Hacı Müderris’i erenler ikaz etmişler. İçlerinden birisi elinin ayasını gösterip güneşin doğduğunu kendisine bu suretle göstermiş. Bir diğer rivayette Hacı Müderris’in vefatından sonra evinden Kuran-ı Kerim tilaveti sesleri geliyormuş. Köylülerden buna şahit olanlar olmuş. Bu ev bir yangın esnasında yok olmuş.
Müderris Hacı Muhammed Emin Efendi ile Filibeli Hacı Hafız Hoca
Müderris Hacı Muhammed Emin Efendi ve Filibeli Hacı Hafız Bolu’da metfun iki âlimdir. Onlarla ilgili anlatılan bir kıssa şöyledir:
Müderris Hacı Muhammed Emin ile Filibeli Hoca medreseden arkadaştır. Salih Sayılır adlı bir hoca Mudurnu’ya mukabele okumaya gider. Filibeli Hoca ile ikisi burada tanışmışlar. Filibeli Hoca onun Dörtdivanlı olduğunu öğreniyor. Muhammed Emin Hoca biraz minyon tipli olduğu için yörede “Küçük Hafız” diye bilinmektedir. Filibeli Hoca, ayrılırken Salih Sayılır’a “Bizim Küçük Hafız’a çok selam söyle!” diyor. Salih Sayılır “Hoca Efendi, onunla bizim köy arasında biraz mesafe var. Ama ben selamını iletirim.” diyor. “Evlat sen onu üç yol çatında görürsün!” diyor.
Salih Okumuş bunun üzerine Mudurnu’dan Dörtdivan’a doğru yola çıkmış. Küçük Hafız da yayladan çıkmış, önüne bir taş katmış, onu yuvarlaya yuvarlaya Çoraklar’a doğru gelmekteymiş. İkisi Çoraklar ile Bayramlar’dan gelen yolun kesiştiği yerde karşılaşıyorlar. Salih Okumuş ile Küçük Hafız sohbet ediyorlar ama Salih Hoca selamı unutuyor. Tam giderlerken Küçük Hafız “Eee hani bizim ihtiyarın emaneti!” diyor. Salih Hoca bunu naklederken “Aklım duruverecekti!” diyor. Bu hadise Küçük Hafız’ın kerameti olarak Dörtdivan’da nakledilmektedir.