Bakan Özer: “Eği̇ti̇mi̇n Önündeki̇ Bütün Anti̇demokrati̇k Uygulamalar Kaldırıldı”
MİLLİ EĞİTİM BAKANI MAHMUT ÖZER, SON 20 YILDA SADECE EĞİTİM YATIRIMLARI YAPILIP YA DA OKULLAŞMA ORANLARININ ARTTIRILMADIĞINI KAYDEDEREK, “EĞİTİMİN ÖNÜNDEKİ BÜTÜN ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALAR KALDIRILDI. BUNLARIN BAŞINDA EN TEMEL ANAYASAL HAK OLAN EĞİTİMİN ÖNÜNDEKİ BAŞÖRTÜSÜ YASAĞIYDI. YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ ÖNÜNDE ACILI HİKAYELER ORTAYA ÇIKIYORDU. PEKİ BUGÜN KADINA ŞİDDETLE İLGİLİ KONUŞANLAR, O GÜN KONUŞUYOR MUYDU?” DEDİ.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Eğitimin önündeki bütün antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bunların başında en temel anayasal hak olan eğitimin önündeki başörtüsü yasağıydı. Yükseköğretim kurumlarının önünde acılı hikayeler ortaya çıkıyordu. Peki bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar, o gün konuşuyor muydu” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer çeşitli temaslar bulunmak üzere Afyonkarahisar’a geldi. Bakan Özer, temasları çerçevesinde ‘2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Vali Kübra Güran Yiğitbaşı ve bürokratlarla birlikte okul müdürlerinin de katıldığı toplantıda konuşan Bakan Özer, açıklamasında önce Türkiye’de uzun yıllar sorun olarak kaynak ders kitabı konusuna değindi. Bakan Özer, “Herkesin ders kitaplarına ücretsiz ulaşması için o geleneği devam ettirdik ve 153 milyon kitabı okullarımıza gönderdik. Covit-19 salgını sürecin öğretim kayıplarını telafi etmek için bakanlık olarak yaptığımız ilave kaynak desteklerini ilk kez eğitim ve öğretim başladığı zaman kaynakları basarak öğrencilerimize ulaştırdık. 136 milyon yardımcı kaynağı okullarımıza ulaştırdık. İnşallah ekim ayı içerisinde 20 milyon yardımcı kaynak ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğümüzün vereceği 4 milyon kaynakla 160 milyon kaynağı çocuklarımıza, yavrularımıza eriştirmiş olacağız. İlk kez bir eğitim öğretim yılında dağıtılan yardımcı kaynaklar ders kitapları sayısını geçmiş olacak. Yıllardan beri okullarımızda konuşulan, velilerin şikâyet ettiği aslında yaygın bir davranış olmayan ama okullarımızda hep hürmet altında bırakan o yardım çıkarken problemleri de inşallah sizlerin de destekleriyle bakanlık olarak tarihe gömeceğiz” dedi.
“Demek ki yapılabiliyormuş”
Açıklamalarında Türkiye’nin eğitim sistemindeki okullaşma oranları hakkında da bilgi veren Bakan Özer, “Son 20 yılda yeni okullar, derslikler, tüm Türkiye’de hiçbir bölgesel ayrım yapılmadan her noktaya eğitimi, bilimi ulaştırmaya çalıştık. Gelinen nokta nedir? 20 yıl gibi kısa bir sürede 5 yaşında okullaşma oranı yüzde 11’den yüzde 94’e çıktı. Ortaöğretimdeki yüzde 44 olan okullaşma oranı yüzde 90’in üzerine çıktı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı ise yüzde 14’lerden, yüzde 45’lere çıktı. Demek ki yapılabiliyormuş” diye konuştu.
“Neden göndermesin muhafazakar kesim kız çocuklarını okullara?”
Kız çocukları üzerinden muhafazakar kesime yapılan saldırı ve eleştirilere de açıklık getiren Bakan Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“En önemlisi ise Türkiye’de yıllardan beridir kız çocuklarının okullaşma oranı ile ilgili yapılan kampanyalar ve projeleri hatırlayın. Hatta ‘muhafazakar kesimin sürekli suçlandığını hatırlayın, kız çocuklarını okula göndermiyorlar’ diye. Ya neden göndermesin muhafazakar kesim kız çocuklarını okullara? Okul mu yapıyordun, yeni derslik mi açıyordun? Sen bunların yapmadığın gibi bir de başörtüsü yasağı uyguluyorsun. İlk kez 2016 yılından itibaren ortaokul seviyesindeki kız çocuklarının okullaşma oranları erkekleri geçti. 2014 yılından sonrada yükseköğretimdeki kadınların, kızların okullaşma oranları ise erkekleri geçti. Demek ki hiçbir problem yokmuş, problem imkan meselesiymiş. Mesele erişimin önündeki engellerin kaldırılma meselesiymiş.”
“Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar, o gün konuşuyor muydu”
Açıklamasında son olarak eğitimde kaldırılan antidemokratik uygulamalara değinen Baka Özer, bir zamanlar özellikle yükseköğretim kurumları önünde acıklı hikayeler yaşandığını hatırlattı. Bakan Özer, “Son 20 yılda sadece eğitim yatırımları yapılmadı ya da okullaşma oranları arttırılmadı. Eğitimin önündeki bütün antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bunların başında en temel anayasal hak olan eğitimin önündeki başörtüsü yasağıydı. Kız çocuklarımız, kadınlarımız başörtüleri ile eğitime erişemiyordu. Yükseköğretim kurumlarının önünde acılı hikayeler ortaya çıkıyordu. İmkan olanı kendi ülkesini terk edip başka ülkelerde yükseköğretime erişmenin yollarını arıyordu. Pekin bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar, o gün konuşuyor muydu? Bugün beyin göçü yapanlar ve bunun spekülasyonlarını yapanlar o gün yurt dışına giden başörtülü kadınlarımızı beyin göçü kapsamında değerlendiriyor muydu? Hayır, hiç umurlarında biri değildi. O zaman başka bir dert vardı. Sadece başörtüsü yasağımı kaldırıldı, hayır. Kat sayı uygulaması da kaldırıldı” dedi.