Dolar 35,1981
Euro 36,7471
Altın 2.968,65
BİST 9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 10°C
Az Bulutlu
Afyon
10°C
Az Bulutlu
Pts 8°C
Sal 5°C
Çar 5°C
Per 5°C

Dörtdivan Alkaevli-Karaevli Yaylası’nda Muhabbetli Bir Gece

Dörtdivan Alkaevli-Karaevli Yaylası’nda Muhabbetli Bir Gece

Kurumsal Web Tasarım

Murtaza Abi, “Goca oğlan, goca oğlan!” diye bağırıyor. Mevzuyu başta anlayamadım. Bulunduğumuz evden başka yaylada bir evde daha göç vardı. Onlara mı sesleniyor, diye düşündüm. Fakat o an aklıma gelmeyen bir bilgi vardı Dörtdivan’la ilgili. Hemen akabinde onu hatırladım.

Soğuk bir Kasım akşamı… Ay gökte tepsi gibi. Yıldızlar pırıl pırıl… Gökyüzü berrak. Hasan Abi, telefonla görüştüğümüzde “Yaylaya gidiyoruz.” demişti. “Adam beni de alırdı!” dediğimde sağ olsunlar üşenmediler, Adakınık Köyü’nden geri dönüp Çavuşlar Camii yanından beni de aldılar.

Hasan Abi Dörtdivan tarihine ve değerlerine çok meraklı birisi. Giderken çok faydalı bir sohbetimiz oldu kendisiyle. Dün akşamki sohbetimizden sadece dört beş tane yazı konusu çıkardığımı söyleyebilirim.

Zifiri karanlık vardı etrafta. Telefonlar çekmiyordu. İnternet yoktu. Arayan soran yoktu yani bizi. Eller gerekli gereksiz yere telefonlarda değildi.

Gittiğimiz yer Dörtdivan’ın Çavuşlar Mahallesi’nin bir yaylasıydı. Yaylaya daha önceleri “Alkaevli-Karaevli Yaylası” dendiğini Hasan Abi bir yaşlı amcadan yeni öğrenmiş. Çok şaşırdım. Bunlar Oğuzların iki boyunun ismiydi. Meğer Dörtdivan’da Alkaevliler ve Karaevliler de varmış, dedirtecek çok önemli bir bilgiydi. Kınık boyunun ismini taşıyan Bucakkınık ve Adakınık köyleri ve Döğer boyunun ismini taşıyan Aşağıdüver, Yukarıdüver köylerinin yanı sıra bir de böyle iki boyla ilgili bir bilgiye daha ulaşmıştım. Doğrusu epey heyecanlanmıştım. Bu mevzuyu ayrıca işlemek üzere şimdilik şöyle bir kenara koyuyorum.

Yaylaya vardık. Biz, Hasan Abilerin evinin biraz aşağısında onunla beraber minibüsten indik. Yaylanın camisini gezdik. Cami yığma taştan yapılmıştı ve duvarında ay yıldız motifi vardı. Tamiratına dair bazı işaretleri de koymuşlardı. Dörtdivanlıların “buğar” dediği ve su alınan üstü kapalı bir yeri gösterdi Hasan Abi. Tarihi eser gibiydi ve içinde hâlâ su vardı. Fotoğraf almak pek de mümkün değildi. Fakat gecenin karanlığında birkaç tane almaya çalıştık.

Bana biraz buradaki çocukluğundan ve yayladan bahsetti Hasan Abi. Sonra yayla evlerine geçtik. Muhteşem bir manzara vardı. Az önce dediğim gibi ay gökte yıldızlarla beraber pırıl pırıldı. Gökyüzünün lacivert rengi doğrusu nefisti. Hava soğuktu.

Eve geçince Murtaza Abi, Nihat Abi, minibüsün şoförü İsmet Abi, Harun Abi, Hasan Abi’nin ikizi Ethem Abi sobayı yakmakla meşguldüler. Soba yanınca içeri hemen ısınıverdi. Zaten yayla evleri küçük olur. Bu sobanın ateşi birazdan başlayacak koyu muhabbetin habercisiydi.

Bilenler bilir, köylerde, köy odalarında sobanın sohbetleri besleyen acayip bir sıcaklığı vardır. Murtaza Abi arada bir coşuyordu bu sohbetlerde. Bir kere de yayla evinin çıkmasına doğru “Goca Oğlan, Goca Oğlan!” diye seslendi. Ses yaylada yankılandı. Goca oğlan diye Dörtdivan’da ayılara denir. Ayılar bazen yayla yerleşkelerine inerler. İnsanlara pek fazla rahatsızlık vermezler. Belki arada dostane bir münasebet de oluşmuştur. Bu goca oğlan tabirinde, bir insanın sanki bir yakınına, arkadaşına seslenirkenki sıcaklık yok mu? İşte bu yaylaları yurt edinmiş Oğuzların Alkaevli-Karaevli boylarına mensup Çavuşlarlıların dilinden de bu sıcaklığı duyabilirdiniz.

Yemek yendikten sonra çay faslına geçtik ve muhabbet sobanın ateşiyle beraber iyice içimizi sardı. Tarih, edebiyat, kültür, şiir, şairlerin hayatı, menkıbeler, din, tasavvuf konularında epey güzel ve muhabbetli bir akşam olmuştu. Buradaki insanların büyük kısmı 80’li yıllarda doğmuştu. Genel kültürleri ne kadar iyiydi! Böyle derin bir sohbeti şimdiki delikanlılarla beraber yapmak mümkün müydü?

Saat on ikiye yaklaştığında birkaç parça eşya toparlandı ve minibüse geçtik. Modern insanın şehirlerden kovduğu muhabbet bu gece Alkaevli-Karaevli Yaylası’nda adeta yaşanmıştı. Herkes ne kadar samimiydi! İnsanların birbirine saygısı derindi. Birlikte olmanın mutluluğu idi bu… Psikologların önünde, tatil beldelerinde ve alışveriş merkezlerinde insanların bulamayacağı bir nimetti bu geceki muhabbet. Bu kadim Oğuz yurdunda tarihin hemen yanımızda sessiz fakat derin derin aktığını duyuyordum.

Yasin Şen
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.