“Dünyadaki bütün canlıların kendi haklarına riayet etmesi lazım”
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi’nde Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından iklim değişikliği ile mücadele ile ilgili yapılan çalışmaları anlattı.
MALATYA (İGFA)- İklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğinin ekonomiye etkisini en aza indirmek amacıyla Ankara ATO Cogresium’da düzenlenen EKO İKLİM: Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi ve Fuarı’nda konuşmacı olarak yer alan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın yanı sıra Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Çevre, Şehir ve Kültür Başkanı Çiğdem Karaaslan, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Fatma Şahin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, iş dünyası, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, uluslararası kuruluşlar ve çok sayıda paydaş katılımcı da yer aldı.
Eko İklim Zirvesindeki konuşmasında Başkan Gürkan, “ Bugün dünyanın sorunu küresel ısınma, iklim değişikliği ve kuraklık. Bütün dünya insanlığını etkileyen bir hadise. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde katıldığımız bir televizyon programında küresel ısınma, iklim değişikliği ve kuraklıkla ilgili ne düşünüyorsunuz diye sordular. Cevap olarak, herkes yaratıldığı esrarın hakkına riayet etmesi lazım. Yani dünyadaki bütün canlıların kendi haklarına riayet etmesi lazım. Bitkinin, nebatatın, sözüm ona hayvanların ve insanların. Ama baktığımda bütün bu adalet düzenini bozanın insanlar olduğunu görüyorum. Dolayısıyla insanların bu konuda kendine düşen toplumsal anlamda görevi, millet anlamında görevi ve insanlara düşen görevi gerekirse yasal düzenlemelerle herkesin yetkilerini aşmama ve dengeyi bozacak tutum ve davranış gibi benzeri şeylerden kaçınması gerektiğine inanıyorum. Özellikle bunun da bir devlet politikası ayrıca devlette de Milli Eğitim politikası olarak bütün ülkelerde olması lazım. Aksi takdirde küresel ısınma süreci ve kuraklık hadisesi için aldığımız tedbirler palyatif tedbirlerdir. Neden palyatif tedbirlerdir? Kapalı sistem sulama yapalım. Basit bir örnek. Peki, biz sadaka taşlarıyla övünüyorduk. Biz kuş yuvalarıyla övünüyorduk. Peki, o kuşların gagalarıyla boruların içerisindeki suyu almak için kırdıklarını biliyor muyuz? Daha doğrusu bunların hakkına bizim tecavüz ettiğimizi ve onların hakkına engel olduğumuzu biliyor muyuz? Dolayısıyla bu pencereden de hadiselere bakmamız lazım. Eğer kapalı sistemle gidiyorsak arının, kurtun, kuşun, böceğin, hak ve hukukuna da riayet edecek bir yapı formatında yasal düzenleme ve plan uygulamasına geçmemiz lazım” dedi.