Elif’in Masalı
Sevgili Kızım Elif Nisa’ya muhabbetlerimle…
Masal bu Elif az gitmiş uz gitmiş
Bir, iki, üç gitmemiş de yüz gitmiş
Eğrice değil dâim dümdüz gitmiş
Elif şimdi Kaf Dağı’nı arıyor
Bir masallar ülkesinde kanatlı
Kafdağı’na hep dolu dizgin atlı
Yollar ki acı, kederli ve tatlı
Elif fakat hiç durmadan yürüyor
Yolda durdurmuş Elif ’i üç peri
Biri dalda, bir yerde, gökte biri
Sormuşlar Elif ’in gittiği yeri
“Bu kızcağız burada ne arıyor?”
Elif demiş: “Kaf Dağı’na gidişim
Yok sizinle benim alışverişim”
Deyince biri demiş “Arkadaşım!”
“Bunları sana bir peri soruyor!”
“Dinleyesin Elif bizi şimdi sen
Kaf Dağı’na varacaksın istersen
Elbette şu üç soruyu bilirsen!”
Deyince Elif ’i bir telaş bürüyor
Biri der: “Masal masal içindedir”
Diğeri: “Masal misal içindedir”
Öbürü: “İnsan hayâl içindedir
Gözler bunu her zaman görüyor”
“Bir masaldır bu dünya misali çöz
Ağacın yaprağını ve dalı çöz
Düşler ki bir düğümdür bu hâli çöz
Ömür koca dağdır her gün eriyor”
Elif demiş: “Zor değil bu bilmece!”
Kaf Dağı’nı söylüyor her bir hece
Fakat yolculuk gerek gündüz gece
Her söylenen bu manayı veriyor”
“Kafdağı’dır masal masal içinde
İkincisi sırdır misal içinde
Uyuyan kişi bir hayal içinde
Herkes kendinde kendini arıyor”
“Elif bildin sen bu üç bilmeceyi
Bulup kendinde Kaf denen heceyi
Ve böylece Ankâ’yı ve niceyi
Gözlerimiz şimdi sende görüyor”
Elif anlamış Anka kendisidir
Bunca sözler peki neyin nesidir
Elbette O’nun bizdeki sesidir
Herkes kendi masalını örüyor
Birdenbire gökten üç elma düştü
Yuvarlandı da Kaf Dağı’nı aştı
Yedi derya üç elma ile coştu
Masalımız burda sona eriyor