Ellerde ve ayaklarda büyümeye dikkat
DOÇ. DR. GÖKNUR YORULMAZ, “EL VE AYAKLARDA BÜYÜME ‘AKROMEGALİ’ HASTALIĞININ GÖSTERGESİ OLABİLİR.”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Göknur Yorulmaz, el ve ayaklarda büyümenin ‘Akromegali’ hastalığının göstergesi olabileceğini söyledi.
Akromegali hastalığının, yetişkinlerde hipofiz bezindeki genellikle iyi huylu aşırı büyüme hormonu salgılayan tümörlerden kaynaklandığını belirten Doç. Dr. Göknur Yorulmaz, terleme artış, el ve ayaklarda büyüme gibi belirtilerin hastalığın göstergesi olabileceğini aktardı. Belirtiler arasında alt çenede, burun, dudak ve dilde büyüme; yüz hatlarında kabalaşma, diş yapısının bozulması, ciltte aşırı yağlanma, deride kalınlaşma, ellerde uyuşma veya karıncalanma, seste kalınlaşma, burun tıkanıklığı, yorgunluk, eklemlerde ağrı gibi olduğunu dile getiren Yorulmaz, bu gibi şikâyetler sonucu doktora başvurulması gerektiğini vurguladı.
“Tedavisiz kaldığında yaşam süresini kısaltabilir”
Hastalığa eller ve ayaklarda büyüme anlamına gelen ‘Akromegali’ adının verildiğini söyleyen Doç. Dr. Yorulmaz, büyüme hormonu aşırılığı ve buna sebep olan hipofizdeki adenom fark edilmediği takdirde başka hastalıklara yol açabileceğini belirtti. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyeceğini dile getiren Yorulmaz, “Tip 2 diabetes mellitus, hipertansiyon, kalp büyümesi ile ortaya çıkan kalp damar hastalıkları ve kalp yetmezliği, kalın bağırsakta polipler, tiroid bezinin büyümesi ve tirod nodülleri, beyin damar hastalıkları, omurgada eğrilik gibi sağlık sorunları yaratarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler ve tedavisiz kaldığında yaşam süresini kısaltabilir” dedi.
“Erişkinlerde kemikler uzunlamasına değil enlemesine büyür”
Çocuklarda büyüme süreci tamamlanmadan önce ortaya çıkan aşırı büyüme hormonu salgısı sonucu oluşan duruma ‘Devlik’ anlamına gelen ‘Gigantizm’, erişkin dönemde büyüme tamamlandıktan sonra ortaya çıkan şekline ise ‘Akromegali’ dendiğini söyleyen Doç. Dr. Yorulmaz, “Erişkinlerde büyüme tamamlandığı için kemikler uzunlamasına değil enlemesine büyür bu nedenle ellerde ve ayaklarda kalınlaşma şeklinde enine genişleme olur. Hipofiz bezindeki adenom genellikle büyüktür ve çevre dokuya bası yapmasıyla baş ağrısı, görmede sorunlar, hormon eksiklikleri, kadınlarda adet düzensizliği, erkeklerde cinsel gücün azalmasına yol açabilir” diye konuştu.
“Vücuttaki değişim fark edilmeyebilir”
Hastalığın yavaş geliştiğini bu nedenle hasta yakınlarının görünüşteki değişimi fark edemeyeceğini aktaran Doç. Dr. Yorulmaz, “Yıllar içerisinde hipofiz adenomu da büyür ve çoğunlukla tanı konulduğunda adenom boyutu büyüktür. Hastalığın tanısı için mutlaka laboratuvar tetkikleri gerekir ve bu tetkikler Endokrinoloji uzmanı tarafından istenir ve yorumlanır. Kanda büyüme hormonu ile insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) düzeyleri ölçülür. Ayrıca diyabeti olmayan hastalarda şeker yükleme testi ile büyüme hormonunda düşme olup olmadığı değerlendirilir. Yapılan tahliller ile hastada akromegali düşünülüyor ise hipofiz MR görüntüleme istenerek adenom varlığı ortaya çıkarılmalıdır” dedi.
“Solunum sıkıntısı, kalp hastalığı, diyabet gibi ek hastalıklara yol açabilir”
Akromegali tedavisinde ilk seçeneğin hipofiz ameliyatı ile tümörün alınması olduğunu aktaran Doç Dr. Yorulmaz, “Ameliyatın amacı, mümkünse adenomun tamamen çıkartılması ve hipofize komşu dokularda hasara yol açtıysa bu durumun düzeltilmesidir. Ameliyat ile tümör tamamen alınır ise kandaki büyüme hormonu düzeyi normale gelir. Bu ameliyatlar ESOGÜ Hastanemizde Beyin Cerrahisi Bilim Dalı tarafından yapılmaktadır” ifadesini kullandı.
Bazı hastalarda ameliyatla adenom tamamen çıkartılamayacağını söyleyen Doç. Dr. Yorulmaz, bu durumda azalmakla beraber kontrolsüz büyüme hormonu salınımı devam edeceğini belirtti. Bu durumun istenmeyen bir durum olduğunu vurgulayan Yorulmaz, “Salgının devam etmesi hastalarda solunum sıkıntısı, kalp hastalığı, diyabet gibi ek hastalıklara yol açar. Bu nedenle hastalarda büyüme hormonu düzeyini azaltmak için medikal tedavi verilmektedir. Ameliyat olması çok riskli olan hastalara ışın tedavisi ya da direkt medikal tedavi verilebilmektedir. Işın tedavisi Hastanemiz Radyasyon Onkolojisi Bilim Dalında uygun hastalara uygulanmaktadır. Tedavide kullanılacak ilaçların seçimine ve dozlarının ayarına hastayı takip eden endokrinolog karar verir” diye konuştu.
“Tanı dünya genelinde en az 10 yıl sonra konuluyor”
Aşırı büyüme hormonu salgısının kişide uzun yıllar fark edilemeyeceğini söyleyen Doç. Dr. Yorulmaz, Tanının dünya genelinde en az 10 yıl gecikerek konulduğunu dile getirdi. Yorulmaz, “Akromegali nedeniyle ortaya çıkan hastalıklar ve yaşam kalitesindeki bozulma konusunda farkındalık oluşturmak ve bilinç düzeyini yükseltmek amacıyla 15 Nisan günü Türkiye’de Akromegali Farkındalık Günü olarak belirlenmiştir. Bu önemli hastalıkta hastaların tanı, tedavi ve takipleri ESOGÜ Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı olarak tarafımızca yapılmaktadır” dedi.