Gözleri
Bir akşam efkâr bastı beni. Gece şöyle bir yürüyeyim dedim. Evin hemen yakınlarında bir köpek gördüm. Yürüdüm. Birdenbire yanında durdum köpeğin. İrkildi ve gitmek istedi. Durduğumu ve bir şey yapmadığımı fark edince öyle kalakaldı. Uzun uzun gözlerine baktım… Bakışlarının derinliklerinde nice zamandır hor görülmenin ve çektiği onca zahmetin ve çilenin izleri okunuyordu. Bütün güzellikleri hak ettiğini düşündüğüm o bakışların sahibi peki bende neyi okuyordu, doğrusu merak ettim. O da benim hakkımda kendi âleminde neler düşünüyordu?
Gözlerine bakmaya devam ettim. Ne kadar hüzünlüydü… Bu kadar hüznü ne zamandır biriktirmişti, neler yaşamış, neler çekmişti? Bakışlarına koyu koyu akseden macerasını daha fazla taşımak istemedi. Ve başını ağır ağır yere eğdi. Bunun bir bekleyişin melali olduğunu ve benim de yanından gitmemi istediğini anlamıştım.
Ağır ağır yürüdüm. Bana öyle geldi ki, bu akşamın hakikati o sokak köpeğinin gözlerinde belirmişti…
(Dörtdivan, Mayıs 2020)