Dolar 35,1981
Euro 36,7471
Altın 2.968,65
BİST 9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 9°C
Az Bulutlu
Afyon
9°C
Az Bulutlu
Pts 9°C
Sal 6°C
Çar 6°C
Per 6°C

Her dikkat dağınıklığı DEHB değildir

Her dikkat dağınıklığı DEHB değildir
2

Yazar Murat Tunalı, “Çocuklarda ve yetişkinlerde görülen her dikkat eksikliği ve hiperaktivite, nöropsikiyatrik gelişim bozukluğu DEHB anlamına gelmemektedir. Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı zihinsel bir kusurdur. Ancak hastalık değildir. Sorunu netleştirmeden ilaçlı tedavi sürecine girilmemeli” dedi.

Kurumsal Web Tasarım

Hızlı okuma seminerlerinde odaklanma eğitimleri de veren yazar Murat Tunalı, çoğu zaman DEHB gibi görülen bazı rahatsızlıkların altında yatan sebepleri ve çözüm yolları hakkında şu bilgileri verdi: 

DEHB DEĞİL GEÇİCİ ALGISAL KÖRLÜK 

“Her dikkat eksikliği ve dikkat dağınıklığı DEHB değildir! Yalnızca geçici bir algısal körlüktür. 

Günümüzde yaklaşık 5 saatimiz telefon ekranına bakarak geçiyor. Şayet mesaimiz bilgisayar ekranı karşısındaysa ekrana bakarak geçirilen süre yaklaşık 12-13 saate çıkabiliyor.  Bunun sonucunda göz ve beyin koordinasyonu ister istemez olumsuz etkilenebiliyor. Sürekli görsel veriye maruz kalan zihin bir zaman sonra seçici olmayı tercih edip algısal körlük yaşamaya başlıyor. 

Bunun sonucunda gören ama algılamayan, duyan ama dinleyemeyen, okuyan ancak anlayamayan bir kişiye dönüşüyoruz. Tüm bu verileri algı dünyamızda saklamaya ve işlemeye fırsat bulamadan yitiriveriyoruz. Sonucunda ister istemez suçu kendimizde arayıp  

HEMEN İLACA YÖNELMEYİN 

‘Ben çok dikkatsizim, dikkatim ne kadar dağınık, galiba bende dikkat eksikliği var’ diyerek ilaçlarla ve psikiyatrik tedavi yöntemleriyle hızlı bir tedavi sürecine ihtiyaç duyuyoruz.  Aslına bakılırsa sorun tamamen bizim yaşam tarzımızla ilgili. Şayet mesleğimizde ve günlük yaşantımızda dikkat ve konsantrasyon gerektiren bir iş üzerindeyken tüm dikkatimizi verip işi halledebiliyorsak dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunumuz yok demektir. Önemli bir haberi izlerken okurken sinirlenmeye ya da duygulanmaya başlıyorsak ilaç kullanacak kadar algı becerimizi yitirmemişiz demektir. 

O halde bir kavram kargaşasını ortadan kaldırmakta yarar var.  

Günlük yaşantımızda yaşadığımız “Dikkat dağınıklığı ve odaklanamamak” “DEHB yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu” demek değildir. Çocuklarda ve yetişkinlerde görülen her dikkat eksikliği ve hiperaktivite, nöropsikiyatrik gelişim bozukluğu DEHB anlamına gelmemektedir. 

Gereksiz yere ilaç kullanıp kendimize zarar vermek yerine sorunu daha basit yöntemlerle halledebilmek için basit bir benzetmeden yararlanabiliriz. 

Kendimizi akıllı bir cep telefonu gibi görelim. Akşama kadar çok yoğun bir şekilde çalışan telefon ısınıyor, programlar üst üste çalışıyor ve bir süre sonra ağırlaşmaya başlıyor. Akşam olduğunda % 3 olan batarya seviyesinde navigasyonu açmayız. Ya da biriyle uzun uzun konuşmayız. Hemen şarja takıp bataryanın dolmasını bekleriz. Bedensel ve zihinsel sağlık için de aynı şey geçerlidir. Gün boyu saatlerce ekrana bakan, okuyan, düşünen zihin bir süre sonra dinlenmeye yani şarja takılmaya ihtiyaç duyuyor. Eğer bunu yapmazsak dinlenemeyen zihin enerjisini toparlayamadığı için cep telefonu misali batarya zayıf uyarısı veriyor. Bu durumda algısal körlük yaşıyoruz. Yorum olarak da dikkatim çok dağınık, bende dikkat eksikliği var diyoruz.  

Beyninizi yemeyin! 

NE YEDİĞİNİZE DİKKAT EDİN 

Algısal körlüğe neden olan sadece mental yoğunluk ve algısal körlük değildir. Beslendiğimiz gıdalar da bu soruna çanak tutuyor. 

Peki daha dikkatli ve yüksek konsantrasyona sahip olmak için ne yapmak gerekir? 

Raf ömrü uzatılmış ve paketlenmiş gıdaları mümkün olduğunca tüketmemek ya da az tüketmek. Düşünmeyi hızlandıran ceviz, fındık, balık, balıkyağı gibi gıdaları daha fazla tüketmek. Çünkü bu besinler özellikle omega 3 yağ asidi bakımından zengindir. Bu yağ asidi beynin sinir hücrelerindeki elektro kimyasal tepkime sürecini hızlandırır. 

10 GÜNLÜK EYLEM PLANI 

Unutkanlığı ve dikkatsizliği yenmek için 10 günlük eylem planı yapın. 

Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı zihinsel bir kusurdur. Ancak hastalık değildir. Hastalık gibi düşünüp bilinçsizce ilaç aldığımızda durumu daha kötü hale getirebilir zihni daha da körleştiririz. Beyni tembelleştiren faaliyetleri kontrol altına alıp azaltırsak bu faaliyetlerin yerine zihni güçlendiren gıdalar tüketip zihinsel faaliyetler içinde bulunursak farkı birkaç haftada görebiliriz.   

Bu bağlamda dikkat dağınıklığını ve unutkanlığı yok edecek 10 günlük eylem planı yapılması halinde 10. günden sonra fark gözlemlenebilir. 

Asla yapılmaması gerekenler: 

20:00-24:00 arası tv izlemek, bilgisayar ve telefon ekran ilintili oyunlar oynamak. 

Paketlenmiş gıdalar ve asitli içecekler tüketmek. 

Alkol, Fast food ve şekerli gıdalar tüketmek. 

Uzun saatler bilgisayar oyunu oynamak. 

Sabah uyanır uyanmaz telefon ekranına bakmak. 

Kesinlikle yapılması gerekenler: 

Her gün sabah kahvaltıda, gün içinde gıda takviyesi niteliğinde fındık ve ceviz tüketmek. 

10 gün içinde 4 defa balık tüketmek. 

Güne başlarken tablet şeklinde balık yağı yutmak. 

Brokoli, lahana ve karnabahar gibi yeşil yapraklı yemekleri daha çok tercih etmek. 

Mümkün mertebe zeytinyağı ve zeytinyağlı besinler yemek. 

Güne telefon ekranına bakarak değil gökyüzüne veya ufka bakarak bir iki dakika düşünerek başlamak. 

Gün içinde minik molalar verip beynin en önemli gıdası oksijen için açık havada düşünme molaları eşliğinde bir iki dakika nefes alıp vermek.  

ZİHİNSEL DİYET 

Her şeyden evvel düşünmek beyin hücrelerinin en sevdiği eylemdir. Onları aktif hale getirip yeni nöronsal bağlantılar meydana getirmek için düşünmekle ilintili eğlenceli oyunlar oynamak. 10 gün boyunca tv izlemek, ya da akşamları telefonda oyun oynamak yerine her gün tabu, satranç, dama, tavla oynadığınızda artık 10. günden sonra dikkatinizin daha yoğun ve daha uyanık olduğunu hissedersiniz. Buna bir anlamda zihinsel diyet diyebiliriz.”