İhsaniye Masalları ”Padişahın Akıldanesi”
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Develer tellal iken pireler berber iken… Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken… Bir zamanlar bir Akıldâne varmış. Akıldâne herkese akıl verirmiş. Ne yerde dururmuş ne gökte dururmuş. Yani sizin anlayacağınız akla gelmedik yerlerden çıkarmış. Bazen de padişahın yanındaymış. Yani padişaha akıl verirmiş. Padişahın Akıldânesi olurmuş. Bazen de ortadan kaybolurmuş.
Bir ara padişaha haber vermeden çıkıp gitmiş. Sonra bu padişah, Akıldâne’nin gittiğini anlayınca “Allah Allah! Benim Akıldânem yok. Nerelere gider bu Akıldâne?” diyerek onu aramaya başlamış. Tellallar çağırtmış. Onlar şöyle diyormuş: “Duyduk duymadık demeyin ey millet! Padişahın Akıldânesi gitmiştir. Onu gören duyan olursa padişaha haber vermesi gerekir!”
Tellallar böylece padişahın fermanını halka duyurmuş. Bu arada Akıldâne, padişahın sarayından çıkınca epey bir yol gitmiş. Bir dağın köşesinde karşısına bir ev çıkmış. Bu evde yaşlı bir nine yaşıyormuş. Eve gelip kapıyı tıklatmış. “Beni evinize misafir kabul eder misiniz?” diye sormuş. Nine Akıldâne’nin sesini duyunca kapıyı açmış. “Tabii oğlum. Buyur. Hoş geldin, safalar getirdin.” demiş. Akıldâne içeri girince birlikte sohbet etmişler. Nine buna “Sen kimsin, kimlerdensin oğlum?” deyince, “Ben Akıldâne’yim.” demiş. Nine çok yaşlı olduğu için bu gencin isminden, cisminden bir şey anlamamış. “İyi oğlum, rahatına bak.” demiş. Akıldâne, nineye kendisini anlatmaya devam etmiş. “Nine ben gökte dururum, yerde dururum.” Nine bunları duyunca “Dur oğlum, maden öyle ben sana salıncak kurayım.” demiş. Bu sözler Akıldâne’nin çok hoşuna gitmiş. Nine salıncak kurmuş. Akıldâne sürekli salıncağa binip sallanıyormuş. Bu arada tellallar her yerde çağırıyor, padişahın adamları Akıldâne’yi arıyorlarmış. Sonra nine tellalların sesini duymuş. “Allah Allah! Bunlar da her gün padişahın Akıldânesi kaybolmuş diye bağırıyor.” demiş.
Akıldâne ortaya çıkmamış. Padişah da kara kara düşünüyormuş. Adamın biri padişahın yanına gelerek “Padişahım. Bir sapan yapalım. Bu sapanın değerini kim bilirse Akıldâne odur.” demiş. Bu fikir padişahın çok hoşuna gitmiş. Bu sefer tellallar sapan için çığırtkanlık yapmaya başlamış: “Bu sapana kim layıkı olduğu değeri biçerse ona pek çok ödül verilecek.” diyorlarmış. Bu arada Akıldâne ve nine kendi aralarında “Allah Allah! Padişahın Akıldânesi kaçmış. Onun için bir sapan yapmışlar. Ona değer biçeceklermiş. Böylece Akıldâne bulunacakmış.” diye konuşuyorlarmış. Akıldâne “Nine. Sen gidiver de sapana değer biç.” demiş. Nine “Yok oğlum. Böyle şey olur mu! Ben ne bilirim sapanı, ona değer biçmeyi! Ben onu bilmem.” demiş. Akıldâne “Ben sana öğretirim.” demiş. “Sen git herkesle konuş. Sıra sana gelince de ki, ‘Nisanda yağmur yağarsa bu sapanın değeri biçilmez. Yağmazsa bunu alın, kırıp bir yere koyun’, dersin.” demiş.
Kadın, zamanı gelince evinden çıkmış, kalabalığın olduğu yere doğru yürümüş. Bakmış ki herkes sapana değer biçmeye uğraşıyor. Kimi üç lira, kim beş lira diyormuş. Nine gelmiş, “Bir değer de ben biçeyim şu sapana!” demiş. “Herkes, iyi bakalım nine, sen biç gel.” demişler. “Eğer nisanda yağmur yağarsa senin bu sapana değer biçemem, çok pahalı olur. Ama nisanda yağmur yağmazsa kır bunu bir yere koy!” demiş.
Adamlar ninenin bu akıl dolu cevabı karşısında çok şaşırmışlar. Bunu padişahın karşısına çıkarmışlar. Padişah “Bu cevap senin vereceğin cevaba benzemiyor. Sana bunu kim söylettirdi?” demiş. Nine de “Benim evime yerde, gökte durmaz biri geldi. O söylettirdi bana bunu.” demiş. O zaman padişah askerlerine ninenin evine bakmalarını söylemiş. Gelmişler bakmışlar ki Akıldâne evin önündeki bir ağacın dalında sallanıp duruyormuş. Askerler Akıldâne’yi hemen yakalamışlar. Padişahın huzuruna götürmüşler. Padişah onu görünce çok sevinmiş. Akıldane de padişahı zaten çok özlemiş.
Akıldâne, bundan sonra padişahın yanından hiç ayrılmamış. Sapanı da nineye vermişler. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…
(Bu masal 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda Afyonkarahisar-İhsaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Ayşegül Yılmaz tarafından Şahsene Kasırga’dan İhsaniye’nin Karacaahmet köyünde derlenmiştir. Şahsene Kasırga 1965 doğumludur. Afyonkarahisar’ın Çay ilçesinde ikamet etmektedir. İlköğretimden mezundur.)