Dolar 35,1981
Euro 36,7471
Altın 2.968,65
BİST 9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 9°C
Az Bulutlu
Afyon
9°C
Az Bulutlu
Pts 8°C
Sal 6°C
Çar 6°C
Per 6°C

Kadim Bilgelik ve Bir Çift Yürek – 1

Kadim Bilgelik ve Bir Çift Yürek – 1

Kurumsal Web Tasarım

Yeryüzünde kadim bir bilgelik yaşandı. İnsanda biriken ve hep bir ifadeye bürünmek isteyen bu bilgelik yine kadim halklardan başlayarak birçok kavmi, milleti, ırkı ve topluluğu yokladı. Kimileri onu titizikle yaşattı ve elde ettikleri tecrübeyi ve birikimi gelecek kuşaklara aktarabilmeyi başardı. Kimileri ise bu arı duru bilgi kaynağını gelip geçici dünyevî hırslar ile yaraladı ve yok etti. Bu sonuncular maddeye tahakkümün ve onu elde etme vehminin bir insanın yegâne amacı olduğunu zannettiler. Biriktirdiler, yığdılar, daha çok elde etmek için saldırdılar (İfade etmek gerekir ki, bugün hepimiz böyle bir hayat standardını normal kabul ediyor ve böyle yaşıyoruz). Böylece kendilerine ve tabiata en büyük kötülüğü yaptılar.

Kadim bilgelik aldıklarımızdan daha fazlasını geriye vermemiz gerektiğini söylüyordu. Çünkü hayatın amacı bu idi. Ona, canlılara, evrene hikmetle hizmet etmekten söz ediliyordu. Halbuki insanlık aldıkları yüzünden hayata, toprağa ve evrene borçlandı. Manevî ve zihinsel borçlarımızla tükenmeyen emellerimiz içimizde tahammülü güç ağırlıklar meydana getirmeye başladı. İnsanlık huzursuz oldu, maddeye ve hırsa daha çok gömüldü, görünüş ve gürültü hayatımızda belirleyici olmaya başladı. Mânâ çekildi, madde hâkim oldu; tefekkür gitti, düşüncesizlik geldi; insandaki sonsuz derinlik yerine tükenmeyen bir sığlık bize hâkim olmaya başladı. İşin garip ve trajik tarafı bu değer yargılarının basitliği, yanılgıları, insanı nihayet bitiren seyrini gösterecek bir aynadan mahrum oluşumuz idi. Yahut bunların ortada pek görünmeyişi idi.

Mahrum kaldığımız zenginlikleri bize gösterecek aynaların varlığı hâlâ ümit edilebilir. Marlo Morgan adlı Amerikalı bir yazarın Bir Çift Yürek isimli kitabının bu aynalardan biri olduğu şüphesizdir. Günümüzün maddeye ve sığlığa bulanmış değer yargılarından bunalan yüreklere bu kitabın bir vaha serinliği lutf edeceğine, huzursuzluklarının hiç de boşuna olmadığını hissettireceğine eminim.

Evet huzursuzluk… İnsanlık huzursuz. Talep ettiğimiz pek çok şey, hem de fazlasıyla elimizde olduğu hâlde her birimizde çeşitli şekillerde görünen huzursuzluklar var. İşin üzücü yanı ise yaptıklarımız ve tercihlerimizde bunun büyümesine engel olamıyoruz. İşte bunun için Bir Çift Yürek adlı kitabın soruları olan, içe yönelmek için bir güç kaynağı arayan kimselere bir şifa sunacağını ümit ediyorum. Burada aslında bizim için çok kıymetli bir mesaj olan bu kitabın okunmasını, mümkünse yaşanmasını tavsiye edeceğim.

Bu kitap biz mutantlar için kaleme alınmıştır. Evet, Aborjinler yani Gerçek İnsanlar bizi böyle isimlendiriyor. Peki, mutant nedir o zaman? Kitap boyunca sürekli karşımıza çıkacak kavramı yazarın şu cümleleriyle tarif edelim: “Mutant sözcüğü, bir renk ya da kişi değil, bir yürek ve akıl nitelemesi olarak görünüyordu; bu bir davranış biçimiydi. Kadim anılarını ve evrensen gerçeklikleri yitirmiş ya da kapatmış kişilerdi mutantlar.”[1] Bu kitap yeryüzünün uzak bir köşesinde, Avustralya’da yaşanan canlı bir bilgeliğin belki de son belgesidir. Ortaya koyduğu değerlerin iflasını kabul edemeyen Batılılar için bir ironidir aslında. Bu değerlere yönelik tam teşekküllü bir eleştiridir.  Bu yazılar boyunca kitabın insanı zamanın ve mekânın bütünlüğüne bağlayan ve bize şifa sunan muhtevasından elimden geldiği kadar söz etmeye çalışacağım. Fakat öncelikle bu kitapla nasıl tanıştığımı burada kısaca anlatmak istiyorum.

Bir Kitapla Tanışmak

Sanırım 2004-2005 seneleriydi. Lise 1’de okul kütüphanesinde “Ya Rabbi bana okumaktan lezzet alacağım bir kitap lutfet!” diye dua etmiş ve karşıma Morla Morgan’ın Bir Çift Yürek isimli bu kitabı çıkmıştı. Kadim dünya bilgeliği için eşsiz bir kaynakla tanışmıştım. 15 yıl aradan sonra onu yeniden okudum ve bu yazıları bu sebeple kaleme alma ihtiyacı duydum. Bu kitabı bütün samimiyetimle ve Aborjinler’in diliyle ifade edecek olursam evrenin bütünlüğünden ve o bilgelikten talep etmiştim. Belki sadece bu yüzden insanlığa mâl olmuş ve içimizi bilgelikle tahkim eden nice güzel kitapla karşılaştım: Amâk-ı Hayâl, Muheyyâlat-ı Aziz Efendi, Gel De Çık İşin İçinden, Martı, Küçük Kara Balık, Küçük Prens, Türk masalları gibi… Üstelik bunların bazısında kimseden bir tavsiye almadan, kitap hakkında herhangi bir araştırma yapmadan okuma fırsatım olmuştu.

Şimdi şu noktadan bakınca anlıyorum ki eğer hak etmişsek, Evren neyi talep ediyorsanız onu size vermekte hiçbir tereddüt göstermeyen bir bilgedir. Kitap da öyledir. Okuduğumuz her kitap bizim talebimizdir. Onu biz istediğimiz için karşımıza çıkmıştır. Bir kitap üstelik bir mektuptur ve okumayı başarabildiğimiz takdirde evrendeki her şeyin -ve bu arada insanın kendisinin- okunması gerekli bir mektup olduğuna işaret eden simgesel bir anlama sahiptir. Bu yönüyle bakılacak olunursa eşya, henüz kapağı kımıldatılmamış bir mektuptur ve kendisini okumayı başarabilen bilgeleri beklemektedir.

Yasin Şen – Haber Afyon
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
24 Eylül 2021 03:02
18 Aralık 2021 16:34
3 Ekim 2021 16:44
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.