Karadeniz’le Hasbihal
Fatsa yollarında bir garip dolaştım
Kaybolan demlerime oturup şaştım
Nasıl da geçiyor yıllar birer birer
Bir sükût-ı hayal! Bomboş sanki her yer
Yollar, caddeler suskun. Her şey lâl olmuş
Yaşamak değil, sanki başka hâl olmuş
Beni anlayan bir şey var: O da deniz
Şimdi o mırıl mırıl, birlikteyiz biz
Deniz… Martıların, şairlerin yurdu
Söze gelip hâl diliyle şunu sordu:
-Yıllar var ki niçin böyle gurbettesin,
Sonu gelmez bir ebedî firkattesin?
Neden kaçmadasın köşe bucak benden?
Söyle hadi! Bir cevap beklerim senden.
-Ey deniz! Bu bir rızadır kaçmak değil
Koşmuşum yine sana, sade bunu bil
Deryaya kavuşan ırmaklar misâli
Huzurluyum, sorma şu bendeki hâli
Şu gurbetten bunalmış, sana gelmişim
Niçin burdayım, anlamış ve bilmişim
Ama ne çâre! Bir şey gelmiyor elden
Birkaç kuru lafız dökülüyor dilden
“Ya tahammül ya sefer!” dediler bana
Tahammül yok, sefer düştü dosttan yana
Anla artık, hepsi bir visâl içindir
Yorulmak ve yıpranmak o hâl içindir
Ruhuma yudum yudum içirdim seni
Vahdet denilen ufka bağladın beni
Ey deniz! Haydi gel sende kaybolalım
Susalım da bir ve beraber olalım