Köylere Dair
Köyler giderek boşalıyor. Köylülük sona eriyor. Gidenlerin bıraktığı, gelenlerin bulduğu köy birbirinden çok ayrı şeyler artık. Artık her şeyi hafızası ve gönlüyle icra eden köylüler çekiliyor hayatımızdan.
Sahi onlar bizim bugün kaydetmekte güçlük çektiğimiz onca şeyi bilebilen yaşlıların yurduydu, değil mi! Kaybolan şeylere hayıflanmakla bir şey değişmiyor.
Müthiş bir toplumsal dönüşüm hâlindeyiz. Bunun ucu bucağı hakkında yorum yapmak güç bir iş. Gelecekte daha doğru şeyler söylenebilecek. Ama şimdiden yapılması gereken, doğru olan şeyler var.
Bir zamanlar köyde kanıksadığımız, onca doğal şeyin arasında bize çok normal gelen değerleri, eşyayı, kelimeleri, insan hatıralarını, olayları kayda geçirebilmek…
Bunu Türkiye’deki binlerce köy için kapabildiğimiz takdirde nasıl büyük bir külliyatın ortaya çıkacağı herhalde malumdur. Maksat bu topraklarda en kıymetli imzamız olan değerlerin yeni nesillere kitap sayfalarında, satır aralarında bile olsa aktarılabilmesidir.
Her gün vefat edip giden ihtiyarlar arkalarındaki koca bir geçmişi ve kültürel malzeme ve bir yığın yaşanmışlık açısından dopdolu olduğuna emin olduğum bir ömrü de peşlerinden sürüklüyorlar. Ölümün önüne geçmek mümkün değil. Ama kültürel yok oluşun ve bu yok edici değişimin bir nebze olsun önüne geçmek mümkündür. Artık bu göçe dur demeliyiz.