Lozan Barış Antlaşması Üzerine
Lozan Barış Antlaşması Üzerine
Kıymetli okurlar. Öncelikle hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Ben 9 yıldır eğitimciyim. Tarih öğretmeniyim. Sizlere bu ilk yazımda 9 yıldır istisnasız şahsıma en çok sorulan bir sorudan bahsetmek istiyorum müsaadenizle.
‘’Hocam LOZAN 100 yıllık mı?’’
Evet. 9 yıllık öğretmenlik mesleğimde en çok bu soru ile karşılaştım. Eminim ki benden daha tecrübeli meslektaşlarım, ağabeylerim, büyüklerim bu soru ile benden daha fazla karşılaştı orasını Allah bilir.
Ben her ne kadar bu konuyu öğrencilerime anlatsam da tabi güncel konulardan ötürü defalarca bu soru ile karşı karşıya kalıyorum.
Öncelikle Lozan Barış Antlaşması’nın ne olduğuna kısaca bakalım. I. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti hem siyasi yalnızlıktan kurtulmak hem de kaybettiği toprakları geri almak için İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin etkisi ile Almanya’nın yanında savaşa katılmıştı. O dönemde birçok cephede çarpışan Osmanlı Devleti Irak Cephesinde Kut’ül Amare’de ve asıl olarak Çanakkale’de destan yazdı. Daha sonra 30 Ekim 1918 yılında Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma her ne kadar ateşkes gibi görünse de İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan vb.) güzelim ülkemiz Anadolu’muzu parsel parsel işgal etmeye başladılar. Sonra Mustafa Kemal ve silah arkadaşları düşman ülkelerinin kirli çizmeleri ile bastığı bu toprakları tekrar yurt yapmak için canlarını ortaya koydular. Nitekim de muzaffer oldular. İyi ki de oldular. Doğu’da Güney’de ve Batı’da düşman diz çökmüştü. Ama asıl mesele bundan sonra başladı. Siyasi olarak yeni kurulan Türk Devleti sağlam bir şekilde durup İstediğini alması gerekiyordu. Sonuç itibari ile İsviçre’nin Lozan şehrinde barış anlaşması için toplanıldı. İsmet Paşa Türk heyetinin başında Lozan’a gitti. Türk heyeti masaya I. Dünya Savaşı’nın yenileni fakat Kurtuluş Savaşı’nın galibi olarak 24 Temmuz 1923 tarihinde anlaşmayı imzaladı.
İşte kıymetli okurlar özetle Lozan’a giden yol bu şekilde idi. Yeni Türk Devleti o kurtlar sofrasından alnın akı ile çıkmış, varlığını tüm dünyaya tescilletti ve dünya siyasetindeki yerini aldı.
Şimdi gelelim o kutsal soruya. Neydi? ‘’Hocam LOZAN 100 yıllık mı?’’ Değil gençler değil. Eğer bu anlaşmanın bir süresi olmuş olsa idi biz Anadolu’yu 100 yıllığına kiralamış olurduk. Sizce tarih boyunca esaret altında yaşamamış bir millet bu duruma izin verir miydi? Ya da Mustafa Kemaller, Kazım Karabekirler, Fethi Beyle, Salih Bozoklar bu anlaşmayı mecliste onaylar mıydı. Ben sizin yerinize yüksek sesle cevap vereyim isterseniz TABİKİ HAYIR. Bir anlaşmanın geçersiz olabilmesi için o anlaşmayı ihlal etmesi gerekir. Eğer ki böyle bir durum söz konusu olursa işte o zaman anlaşmanın süresi biter ve ülkeler savaş konumuna gelir. Ne demiş İstiklal şairimiz Âkif: Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın. Bu topraklar ve bu devlet ilelebet bizimdir.
Sağlıcakla…
Ağzına kalemine sağlık hocam. Gayet açıklayıcı bir makale olmuş. Tebrik eder başarılarının devamını dilerim
Hocamız çok öz ve net bir dille aslında çok basit olan ama idrak edilemeyen konuyu açıklanabilecek en güzel şekilde açıklamış.Elinize emeğinize sağlık hocam 🙂