Şahmeran
Evvel zaman içinde bir ülkede bir çocuk yaşarmış. Bu çocuk iyi kalpli ve çok zeki birisiymiş. Bir gün ormanda giderken büyük ve derin bir çukura düşmüş. Çukurda bir sürü yılan varmış. Yılanlar çocuğun üzerine doğru gelmeye başlamış. Çocuk korkuyla bağırmaya ve ağlamaya başlamış. Yılanlar bir anda durmuş. Arkalarında Şahmeran adlı yarı yılan yarı dişi insan birleşimi bir varlık çıkmış. Bu yılanların hükümdârı imiş. Şahmeran çocuğa korkmamasını söylemiş. Çocuğu yanına almış. Onu korumuş ve beslemiş. Aradan yıllar geçmiş. Çocuk yeraltından çıkıp hükümdârın hizmetçisi olmuş. Bu arada sık sık Şahmeran’ı ziyaret edermiş. Bir gün hükümdâr hastalanmış. Memleketteki bütün hekimler seferber olmuş. Fakat hükümdârı iyileştirememiş. Bu hükümdârın kötü kalpli bir veziri varmış. Vezir hükümdara Şahmeran adında bir yarı yılan yarı insan bir varlığın olduğunu, onu etini yerse iyileşeceğini söylemiş. Hükümdar da vezire Şahmeran’ı bulmayı emretti. Vezir çocuğun Şahmeran’ın yerini biliyordu. Çünkü daha önce ormanda onu takip etmiş ve Şahmeran’ın yanına gittiğini anlamıştı. Vezir bir gün askerlerle birlikte Şahmeran’ı yakalayıp hükümdarın yanına götürdü. Ama Şahmeran’ın etinden nasıl istifade edeceklerini bilmiyordu. Vezir çocuğu yanına çağırdı. Şahmeran çocukla konuşup etini hükümdara yedirmesini, suyunu da vezire içirmesini söyledi. Bundan sonra çocuğa “Benim öldüğümü hiçbir yılana söyleme. Eğer benim öldüğümü yılanlar duyarlarsa her yeri yakıp yıkarlar.” der. Çocuk Şahmeran’ın etini pişirir ve hükümdara yedirir. Suyunu da vezire içirir. Vezir hemen ölür. Çünkü Şahmeran’ın suyu zehirliymiş. Hükümdar da iyileşir. Ölen vezirin yerine hükümdar çocuğu vezir yapar. Hükümdarın iyileşmesiyle memlekette eğlence düzenlenmiş. İnsanlar kırk gün kırk gece eğlenmişler.