Seyahatler ve Kitaplar
Bu mevzu ilk bakışta insana ilgisizmiş gibi görülebilir. Seyahatnâmeleri hariç tutarsak, kitaplarla seyahatin nasıl bir ilgisi olabilir diye düşünebilir insan. Birazdan ilgisinin olduğunu net bir şekilde görebileceğiz. Eski geleneğimizde kitaplar da ziyaret edilirdi. Bir kimse bir kitabı ziyaret etmek için uzun mesafeleri göze alabilirdi. Bir kitap başkasına gösterilmek veya birinin bir kitabı görmesi isteniyorsa “Ziyaret buyurunuz” denirdi. Bu durum, kitaba duyulan saygı ve bağlılığın herhalde en görünen ifadelerinden birisidir.
Seyahatler ve kitaplar konusunda Urfalı Yusuf Nâbî’yle ilgili şöyle bir anektdot vardır. Nâbî, hac yolculuğuna çıkar. Bu yolculuk esnasında Konya’ya da uğrar. Burada Sadreddin Konevi Camii’inde bulunan İbn Arabî’nin müellif nüshası Fütuhat-ı Mekkiye kitabını ziyaret eder. Kitabın üzerindeki tozları şifa niyetine gözüne sürer.
Enderun’da terbiye görmüş, bestekâr Enfî Hasan Hulûs Halvetî, Tezkiretü’l Müteahhirîn adlı eserini seyahatlerle, sohbetinde bulunduğu kimselerden edindiği bilgilere göre yazmıştır. O, kendi zamanında yaşadığı sûfîlerle ilgili bir tezkire yazmak istemiş, bu yüzden birçok kere seyahate çıkmıştır.
Görünen o ki, seyahatin kitaplarla birçok ilgisi var. Konuyla ilgili daha birçok malzemenin bulunması mümkündür.