Süte Gelen Yılan Hikayesi
Bolu’nun Gerede ilçesinin bir köyünde bir vatandaş sığırcılıkla geçimini sağlarmış. Bir gün Gerede’ye pazara süt ve yağ satmak için gelmiş. Fazla bir şey satamadan doğruca köyün yolunu tutmuş. Köyün girişine geldiğinde büyük bir yılan yolunu kesmiş ve sütlerin hepsini içmiş. Yılanı biraz takip eden adam onun yuvasını öğrenmiş. Aradan yine biraz daha zaman geçmiş, adamın aklına yılan gelmiş. “Bir kap süt götürsem mi?” diye düşünmüş ve sonunda götürmeye karar vermiş. İneğini sağmış ve doğru yılanın yanına gitmiş. “Yılan kardeş, sana süt getirdim.” Yılan dile gelmiş: “Teşekkür ederim. Beni çok sevindirdin.” demiş. Ağzından bir altın çıkarmış. Adama “Bunu al.” demiş. Adam bu işi çok sevmiş. Yılana sürekli süt getirmeye başlamış. Adam böylece zengin olmuş. Zengin olunca bir gün hacca gitmeye karar vermiş. Hacca gitmeye yakın oğluyla konuşmuş. “Şu tarlanın ardında bir yılan var. Ona her gün bir kap süt götür. Karşılığında sana altın verir. Altını al ve ona her gün süt götür.” der. Oğlu birkaç kez yılana süt götürmüş. Bu arada babası hacca gitmiş. Oğlu bu işten sıkılmış. “Hazır babam da yokken yılanı alıp bütün altınları alayım.” diye plan yapmış. Bir gün yılanın yanına sütü bırakmış. Yılan sütü içerken adamın oğlu baltayla yılanı kuyruğundan yaralamış. Yılan bir süre hareket etmemiş. Çocuk yılana yaklaşmış. Yaklaşınca yılan çocuğu ısırarak öldürmüş. Tam o sırada adam hacdan gelmiş. Oğlunu ortalıkta göremeyince yılanın yanına gitmiş. Bakmış ki oğlu yerde yatıyor. Önce oğlunu bir yere gömmüş. Aradan aylar yıllar geçmiş ve adamın parasını bitmiş. Adam yılana seslenmiş: “Yılan, oğlumu öldürdüm. O da sana zarar vermiş. Gel eskisi gibi dost olalım.” demiş. Kuyruğu kopan yılan yuvasından çıkmış. “Bana bak insanoğlu! Sende bu evlat acısı bende de bu kuyruk acısı varken biz dost olamayız.” demiş.