Uzmanından Makro Fotoğrafçılık Tekni̇kleri̇
DR. HAKAN SELÇUK KIRAY
Makro fotoğrafçılığın tekniğine değinen Eskişehir Fotoğraf Sanatı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hakan Selçuk Kıray, “Günlük yaşantımızda gözden kaçan güzellikleri yakalayıp insanlara sunmayı seviyorum” dedi.
Eskişehir Fotoğraf Sanatı Derneği (EFSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hakan Selçuk Kıray, makro fotoğrafçılığın detaylarından bahsetti. Yapılan söyleşi, sanatseverlerin soruları ile bilgi şölenine dönüştü. Makro fotoğrafçısı olabilmek için bütündeki ayrıntının görülebilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Kıray, her meslek grubunda olduğu gibi fotoğrafçılık tekniğinde de farklı uzmanlıkların olduğunu aktardı. Telefon fotoğrafçılığının giderek yaygınlaştığını da sözlerine ilave eden Kıray ayrıca, “Benim amacım günlük yaşantımızda gözümüzden kaçan veya farkında olmadığımız güzellikleri yakalayabilmek ve insanlara sergileyebilmektir” dedi.
“Işığın yönünü, fon uyumunu ve kompozisyonu iyi hesaplamalıyız”
“Makro fotoğrafçılığın hem zor hem de kolay yönleri var” diyen fotoğraf sanatçısı Kıray, “Kolay olan neredeyse gördüğümüz her şeyin makro fotoğrafını çekebiliriz. Fakat bu hususta önemli olan, fotoğrafını çekmek istediğimiz nesnelerde kendi estetik anlayışımıza uygun bir ayrıntı yakalamaktır. Zor olan duruma gelirsek de böcek gibi hareketli bir objenin fotoğrafını çekmek çünkü makro çekimde noktasal netlikte çalıştığımız için netliğim kesinlikle kaçırmamamız gerekiyor. Işığın yönünü, fon uyumunu ve kompozisyonu iyi hesaplamalıyız” dedi.
“Objeye yaklaştıkça netlik, alan derinliği ve keskinlik kontrolü zorlaşacaktır”
Profesyonel olmayan fotoğraf makinelerinin bazılarında makro çekme özelliğinin bulunduğunu aktaran Dr. Kıray, “Kontrolün sizde ve aklınızdaki makro fotoğrafı çekmek istiyorsanız profesyonel ekipmanlara ihtiyacınız olacaktır. En başta ise temel olarak 1:1 oranına sahip bir makro objektif edinmelisiniz. Sonrasında ise nesneye o kadar yakınlaşabilirsiniz. Fakat unutmamak gerekir ki objeye yaklaşmaya başladıkça netlik, alan derinliği ve keskinlik kontrolleri zorlaşacaktır. Ayrıca makro flaş ve flaş önü yumuşatma filtreleri kullanmak da objenin dokusunu daha belirginleştirmekte ve hareketi dondurmakta yardımcı olacaktır. Mümkün olduğunca kamera ve obje titreşimini mininalize etmelisiniz” dedi.
“Kameranın hareketsiz olması gerekiyor”
Bazı makro çekimlerde odak istifleme olarak tanımlanan yani stacking tekniğinin kullanıldığını ileten Kıray, konu ile alakalı olarak sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Objenin netliğini sağlayıp sığ alan derinliğini ortadan kaldırmak amaçtır. Ne kadar yüksek diyafram değerleri ile çalışırsanız çalışın bir objeyi komple net görmek neredeyse imkânsızdır. Netlik alınan noktadan geri doğru bir bulanıklaşma olur ve bu durumda ise odak istifleme tekniği kullanılır. Teknikte önem olan çektiğiniz objenin ve kameranın kesinlikle hareketsiz olması gerekiyor. Yani canlı bir böceğin fotoğrafını bu netlikle çekemezsiniz. Odak istifleme tekniği en basit anlamda, fotoğrafı çekilen bir objenin en önden en geriye doğru dilimler halinde netlik kaydırarak birçok fotoğrafının pozlanmasıdır. Böylece objenin onlarca fotoğrafı çekilir ve özel bir yazılım aracılığıyla üst üste birleştirilerek tek bir fotoğraf elde edilir.”