Dr. Yasin Şen: Düşünce
Bir insanın taşıyabileceği en ağır yük düşünceleridir. Düşünce maddeye bürünen her şeyden daha ağır ve hayata daha hâkimdir. Görünen her şey, bütün mevcudat bir tasavvurun, bir düşüncenin emrinde gelişir. Yaratıcı güç düşüncedir. Şeylerin ve olayların maddeye bürünmeden önce en son uğradığı mânevî durak düşünce âlemidir. Bu sebeple görünen âlemin içerisinde görünmeyen fakat hissedilebilen, duyulan, derin ve katman katman olan bir düşünce âlemi vardır. Yaratılış orada gerçekleşmekte, bu müthiş tasavvurda payımıza düşen her nasip orada varlığa bürünmeye başlamaktadır. Düşünce her şeydir, demek onun varlığı içeride ve dışarıda kuşattığını söylemek demektir. Bir şey olmuş ve gerçekleşmişse önce onunla ilgili düşünceler gerçekleşmiş ve bitmiş demektir. Bu sebepten düşüncelerin terbiyesine, duyguların ve niyetlerin güzelleşmesine yönelen her kültür insanın eğitimini can damarından kavramış demektir. Böylece geleceği istediğimiz gibi inşa etmek gibi bir imkân da bizlere sunulmuş olur. Bunun için düşüncenin bu varlığı yoğuran, olaylara şekil veren oldukça derin ve mahiyeti meçhul bir âlemin son merhalesi olduğunu söylemek gerekir. Düşünce üzerinde durulması ve derinleşilmesi gereken ciddi bir meseledir bu yüzden. Her türlü iletişim aracı ve sosyal imkânla düşünceleri değiştirip şekillendirmede çağ atlayan bir dönemden geçmedeyiz. Ayrıca insanın düşüncelerinin pek de önemsenmediği, kişilerin toplum mühendislerinin deney tahtası olduğu, psikolojilerin alt üst edildiği ve eğitim sistemlerinin insanın inkişaf etmesinin önüne geçmek üzere kurgulandığı bir dönemin tam içindeyiz. Eğitimin ve sosyal medyanın tek ve en büyük hedefi düşünmeyen bir insan modelidir. Dolayısıyla düşüncenin önemsenmediği böyle bir zamanda onun insan ve toplum için her şey demek olduğu da anlatılamıyor, anlaşılamıyor. Nesiller her geçen gün kurban ediliyor. Bugün genç beyinlerin içi “saçmalık” kavramını çok aşan tehlikeli içeriklerle dolduruluyor. İnternet oyunları simülasyon ortamında öldürerek var olmaya çalışan, düşünceyi ötelemiş, hiç-bir vazifeyi gönülden, severek ve yaratıcı bir biçimde yerine getirmek istemeyen bir nesille, öğretmenle ve öğrenciyle bizi baş başa bırakıyor.
Ülkelerin geleceği kolay mahvedilmiyor. Önce düşünen insan neslini tükettik. Bir kere tüketim başlayınca doğayı, kelimeleri, kültürü, sevgiyi, saygıyı, aileyi, eğitimi, insanı, şiiri, sanatı, edebiyatı, vakitleri, fabrikasyon mahsulü her şeyi acımasızca tüketmeye başladık. Moğol istilasına rahmet okutan bir hâl ile daima tüketmedeyiz bugün. İstenen buydu. Düşünmeyen ve daima tüketen bir varlık idi. Modern çağda insanın tanımı budur. Buraya düşünceden yola çıkarak geldik. Çünkü düşünce her şeydir. İyi düşünmek ise bütün büyük kültürlerde ve eğitimlerde insandan istenen ve beklenendir. Öyleyse yeniden düşünceden başlayacağız. Peki, neyi düşünecek bu insan? Bunun cevabı üzerinde de siz düşünün efendim.