Yavuz Han Yazdı: Yansın Her Yer
Yıkılsın dünyalar,
Yansın her şey viran olsun.
Bu kadar rezillikle yaşamak da bizlere utanç olsun..
…
Dede torunun babası çıkıyor, çocuğu öldüren de bu canlı aynı zamanda.
Ekranlarda kocasının nasıl aldattığını söyleyen kadınlar şenlik yapıyor. Karısını aldatmanın heyecanını yaşayan adamcıklar iftihar ile konuyu âleme izah ediyorlar.
Çocuklarını barlara götürenler, sevgilileri ile ilgilenmek için evlatlarını ihmal edenler anne oldum diye orta yerde dolanıyor.
Babası evde yatıp da çocuğunu çalıştıran aileler, okulda olacakken hırsızlığa özendirilen sabiler hayatın sillesini yemek için büyümeyi bile bekleyemiyorlar.
…
Allah’ın verdiği emanetler var. Evlatlar ana babaya, eşler birbirlerine, komşu komşuya külüne kadar sorumlu tutulmuş.
Emanet dediğin kendi sahip olduğundan bile öncelikli. Kendine ait olanı kaybetsen bir sıkıntı emaneti kaybetsen on katı sıkıntı. Ne diyeceksin, nasıl yerine koyacaksın, yerine koyduğun eskisini tutacak mı? Hepsi ayrı sıkıntı kaynağı
Hele bir de emanet can ise…
Hele bir de emanet kendine yetemeyen sabi sübyan ise…
Hele bir de aklı yetmiyor, gücü eksik ise…
Emanet emanetliğini gösterdikçe gösteriyor, durdukça büyüyor.
…
Emaneti ehline vermek çok mühim. Ana babadan, dede nineden daha ehil ne olabilir ki.
Bu dünyada karnından çıktığın, belinden düştüğünden daha yaslanabileceğin kim olabilir ki!
Şu hazin ömürde o bebelerin acısını artıran daha katran ne bulunur ki!
Yakın bildiğinden tokat yemek de değil bu, dost bildiğinden kazık yemek de değil bu, güvenin suiistimal edilmesi de sayılmaz bu. Bu düpedüz hainlik, bu açık gaddarlık, bu alenen düşmanlık, bu taammüden suç işlemek.
…
Bu kadar hazzın kutsanmasının sonucudur bu.
Bu şekilde her şeyin hoyratça orta yerde yaşanma duyarsızlığının neticesidir bu.
Böyle hayâsızlıkların sıradanlaştırılmasının ve ucundan kenarından masum bulunma çabasının ürünüdür bu.
Bütün kutsalların yerle bir edilmesi, kuralsızlığın özendirilmesi, hürriyetin anarşi ile karıştırılmasının neticesidir bu.
İnsana değer vermekle her zihinden geçeni makul bulmak izansızlığıdır bu.
Ahlakın örselenmesi, mukaddesatın değersizleştirilmesidir bu.
Bedene tapınma, hormonların idaresine kendini bırakma, her aklına gelenle amel etme fütursuzluğudur bu.
…
Başkalarını yaşatmayanın hayat hakkı olur mu?
İnsanlığı çöpe atıp da ortalıkta dolaşılabilir mi?
Vicdanların çamura batırılması ağır suç değil mi?
İnsanları rehabilite etmek lazım da mezardakinin acısı bile yok.
Toplumların ortak vicdanı, kazanılmış teamüller bu kadar hoyratça yok edilir mi?
Bu olanların bir akıl izahı, dünyalık çaresi bulunur mu?
Yok, yok olmaz…
Kısasta hayat vardır.