Yedigöller’de Güzellik Hissi
Yedigöller’de bir insanı en derinden kavrayan duygulardan birisi güzellik hissidir. Dolayısıyla Yedigöller’in anlatıldığı böyle bir eserde bundan bahsetmeden geçemeyiz.
Güzelliğin burada hâkim olduğunu bize söyleyen, burada yürüyüş boyunca insanın sık sık durması ve bir manzarayı seyre koyulmaya mecbur kalmasıdır. Burada seyredilen sadece göllerin kendisi değildir. Aynı zamanda içimizdekilerin yansımalarını da seyrederiz biz. Bu, işin bir başka boyutudur. Manzaranın konumuzla ilgisi onun güzelliğidir.
Bu güzellik duygusu Yedigöller’in her yerine sinmiş gibidir. Doğanın nefis manzarası gözlere büyük bir ziyafet sunar. Burada yürüyen biri bize daima sonsuz gibi gelen bu güzelliğin karşısında büyülenmiş gibidir. Yedigöller bunun farkındaymış gibi her yerinde ve her köşesinde bir insanı durdurup kendisini dakikalarca seyretmeye mecbur eder.
İnsan bu güzelliğin muhatabı olduğunu anladığında bir sükûnet ve huzur hâline kavuşur burada. Bu güzelliğin kendisi için yaratıldığını düşünmek harika bir duygudur. Yedigöller’in bütün bunları bize yaşatırken gönlümüze de derin bir huzur vermesinin özünde böyle bir durum yatar.
İnsan Yedigöller’e geldiğinde ilk önce bu güzelliği duyacak bir sessizliğe bürünmeli ve sakinlik içinde tabiatın muhteşem derinliğini duymalıdır. Çünkü bu güzellik hissi, Yedigöller’e gelen birinin alabileceği en büyük nasiplerden birisidir. Bunu bir kimse mümkün olduğu kadar derin bir şekilde yaşamalıdır.
Hayatımızın belki kaotik seyri içinde Yedigöller insana aradığı o huzuru bu güzelliği sayesinde hissettirir. Çünkü bu güzellik bizi dinlendirir, demlendirilir ve içimizde kaynayan duygu ve düşünceleri çok sağlam bir zemine eriştirir.