Yılda 7 bin kişi organ bulamadığı için ölüyor
Yılda 7 bin kişi organ bulamadığı için ölüyor… Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 70 bin diyaliz hastası bulunmaktadır. Ülkemizde böbrek nakillerinin yüzde 80’i canlı vericilerden, yüzde 20’sinin beyin ölümü sonrası bağışlanmasına karşın, 28 bin civarında hasta organ bekliyor.
Türkiye’de 28 bin organ bekleyen hasta sayısına kıyasla, yılda 5 binin üzerinde organ nakli ameliyatı yapılmaktadır. Ülkemizde aile bağlarının kuvvetli olması da hasta yakınlarının gönülden organ bağışına başvurmasına neden olmaktadır.
”Organ nakli gerek psikolojik gerekse de fizyolojik olarak büyük bir fedakarlık gerektirmektedir”
Kalp ve karaciğer bekleyen hasta sayısı da 2 bin 500 civarında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Alp Gürkan, “Her ne kadar tek böbrekle kalmanın verici için hiçbir sakıncası olmamaktaysa da, bu işlem gerek psikolojik gerekse de fizyolojik olarak büyük bir fedakârlık gerektirmektedir. Verici ameliyatı da, vericiye hiçbir zararımız olmaması ilkesine bağlı olarak, biz cerrahlar için de oldukça stresli bir ameliyattır. Hâlbuki beyin ölümü gelişen insanlarda, onlara çok saygılı davranmamıza, çok özenli ameliyat yapmamıza karşın bir zarar vermemiz söz konusu değildir. Zaten toprak altında çürüyecek organları çıkartmak ve onlarla en az 5 kişiye yeniden hayat vermek canlı vericili ameliyatlardan çok daha az streslidir” ifadelerini kullandı.
”Batı ülkelerinin çok gerisindeyiz”
Ülkemizde organ bulamadığı için her yıl 7 ile 8 bin arasında insanımız hayatını kaybettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alp Gürkan, ”Organ bulamadıkları için ölen insanları düşündükçe organ bağışının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Ülkemizde organ bulamadığı için her yıl 7-8 bin insanımız hayatını kaybetmektedir. Ancak, beyin ölümü sonrası bağışlanan organlarla yapılan nakillerin sayısı oldukça düşüktür. Son yıllarda bu sayıda artma olmasına karşın, hala Batı ülkelerinin çok gerisindeyiz. Organ bağışında Avrupa Birliği Ülkeleri ortalaması milyon nüfus başına 25 iken ülkemizde bu sayı Sağlık Bakanlığının son yıllarda yaptığı çabalar sonucu maalesef ancak 4.5’e yükselmiştir. Esas olarak Sağlık Bakanlığından hekimlere, medya kuruluşlarından insanımıza kadar bu rakamı yükseltmek için çaba göstermemiz gerekmektedir. Bence en önemli ve en kolay çözülebilecek basamak aile onayının alınması. Her ne kadar bu konudaki engellerin dinsel nedenler ve toplumdaki ön yargılardan kaynaklandığı söylense de, esas nedenin insanların hayatta iken aile içinde bu konuların konuşulmaması ve bir kararın ifade edilmemesi olarak görüyorum. 2022 yılındaki 2bine yaklaşan beyin ölümü bildirime karşın, ancak 289 kadar aile organ bağışına izin vermiş. Batı ülkelerinde bu oran %60’lara çıkmaktadır. Organ nakli koordinatörlerinin karşılaştığı en büyük problem ölen kişinin daha hayatta iken bu konuyu düşünmemiş olması ve bu konudaki beyanını aile fertleriyle paylaşmamasıdır. Halkımıza organ bağışı ve beyin ölümü daha iyi anlatılsa halkımız bağış konusunda çok vericidir. Diyanet İşleri Başkanlığının da bu konuda olumlu birçok fetvasının olduğu düşünülürse, yapılacak şeyin bu konuyu sürekli gündemde tutmak, aile içinde konuşulmasını sağlamak olacağı şüphesizdir” diye konuştu.