Yollar
Kişi bazen bir yola girer. Eğer o işin yolunu yordamını bilmiyorsa işler bir müddet sonra sarpa sarmaya başlar. Aslında işte bu noktada yol yakınken dönmek gerekir. İnsan vaz geçmeyi istemez. Her şeyi yoluna koymak için çırpınıp durur yine de. Fakat bunun için bir şeylerin yolunu bulmak gerekir. Öyle ki, bir çıkar yol bulabilmek için insan kendini yollara vurur. Bu ise işlerin bazen daha beter olmasına yol açar. Biz böyle çırpınaduralım, Allah göstermesin insan yolunu şaşırabilir. Bu yüzden de kişi sabredemezse eğer, yoldan çıkmak işten bile değildir. Bu ise bir insanın yoldan kalması demektir ki, çok imtihanlı bir hal olsa gerektir. Kişi bunalır ve sıkılır bu hallerde. Böyle olunca kendine bir yol arar artık. Ehil bir kimse veya bir çare bulmak için yine yollara düşer. Mesela tecrübelerinden istifade edeceği bir arkadaşa rastlarsa insan, onun yol göstermesiyle, hayatında birçok meselenin çözümü için bir yol bulabilir kendine. Kendisinde birçok soru’nun cevabı bulunduğunu düşündüğümüz o kişi, gerçek bir dostsa eğer bizim yolumuzu beklemekte ve hatta yolumuzu gözlemektedir. Çünkü onda bizim yolumuzu yapacak bir imkân bulunmaktadır. Kişinin, arkadaşına bundan sonra sık sık yolu düşer. Bundan sonra kendisine bir yol görünen kişi, artık o meselenin içinde gönül rahatlığıyla yol alabilir. İşler bir süre sonra yoluna girer. Bütün meseleleri yoluna koyunca kendine kendine bir yol tutar artık o.